Ülkede “TÜİK bile…” diye başlayan cümleler kuruluyor olması, bir istatistik kurumuna ayıp olarak yeter de artar bile. Evet, “TÜİK rakamlarına göre bile…” ülkede üretici enflasyonu (ÜFE) yüzde 79.8, tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 36.1… Ekonomiden azıcık anlayanlar bile bu üretici enflasyonunun (toptan fiyatların) süreç içinde tüketiciye (perakendeye) yansıyacağını bilir. Ve o yüzden tüketici enflasyonunun tırmanacağını bilir. Bilir çünkü yaşar.
Nitekim yaşıyor vatandaş. “Zamlar” diye bir heyulanın gün gün üzerine çullandığını, korkunç nefesiyle kendisini kuşattığını, hayatını bir cendereye çevirdiğini, evinde – işyerinde, bütün sohbetlerde yürekleri daraltan ana mesele haline geldiğini görüyor. Oturduğu evin kirası maaşının yarıdan fazlasını alıp götürüyorsa, akşam – sabah ev sahibinin ne kadar kira artışı isteyeceği merak edilir hale gelmişse, o evde başka ne konuşulur ki…
“İktidar medyası” diye bilinen bir kesim var. Bir kısmı “havuz” usulüyle yani iktidarın ittirmesiyle ve halktan kırpılanlarla ya da kollanan iş adamlarına salmalarla kurulmuş, bir kısmı da sözüm ona “dava adına” her türlü iktidar icraatını kutsamayı görev bilen yapılar. “Zam haberleri iktidar medyasına nasıl yansıdı?” sorusunun cevabına ilişkin bir çalışma iyi bir habercilik çalışması… Çünkü böyle bir çalışma “medya ahlâkı”nın nerelere savrulduğunu da sunuyor takip edenlere… İktidarın güdümüne girildiğinde bir medya alanının nasıl körleşeceğini, nasıl kendisinin “halkın gözü kulağı olma” misyonunu kaybeder hale geleceğini ortaya koyuyor.