Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

Zor kriz yönetimi

Belki birçokları için şaşırtıcı gelecek ama Ak Parti’nin kuruluşundan bu yana en zor sınavlardan birisini yaşadığını söylemek mümkün. Erbakan Hoca ile farklılaşma, yola...

12 Mayıs 2016 | 2.713 okunma

Belki birçokları için şaşırtıcı gelecek ama Ak Parti’nin kuruluşundan bu yana en zor sınavlardan birisini yaşadığını söylemek mümkün.

Erbakan Hoca ile farklılaşma, yola çıkış, iç-dış meşruiyyet engellerini aşma, e-muhtıra, kapatılma davası vs. Bana göre hepsinden, hepsinden daha zorlu bir imtihan ile karşı karşıya Ak Parti.

Diğer engeller önemsiz miydi, tabii ki hayır. Ama oralarda içerde kaya gibi duran bir irade yoğunlaşması söz konusu idi. Bir tür zorlukları göğüsleme duruşu. Hatta o sınamalar, Ak Parti’nin başarılarının motoru olmuştur, demek bile mümkün.

Şimdi...

Liderini Cumhurbaşkanlığına çıkarmış ama sistemi buna adapte edememiş, dolayısıyla doğması muhtemel bir çift başlılık problemini aşmaya çalışan iktidar partisi olgusu ile karşı karşıyayız.

Bu sürecin ne kadar zorlu olduğunu görmek için, daha ilk kademede bir Başbakan’ın “refik”lerine yönelik sitemle kenara çekilmesi yeter. Davutoğlu’nun çekilme ve kongre kararını açıklarken kendi kendine sorduğu şu soru yaşanan garipliği bütün boyutlarıyla açıklıyor:

“...Seçimleri 1 Kasım’da kaybeden muhalefet liderleri genel başkanlık koltuğunu muhafaza ederken neden siz 24 milyonun desteğini almışken kongrede aday olmamayı düşünüyorsunuz?’ Haklı bir sorudur.”

Bu “haklı soru” Ak Parti’nin ne denli zor bir sınavdan geçtiğinin de göstergesidir. Bereket Davutoğlu, danışman, büyükelçi, dışişleri bakanı ve başbakan olarak geçirdiği 12 yıllık süredeki uyumu yüreğine gömerek ne parti içinde ne de Cumhurbaşkanı ile münasebetlerinde derin yara açmadan kenara çekilmeyi tercih etmiştir.

Ancak Ak Parti’nin sınavı sona ermiş değildir. Sistem değişmemiştir. Yeni Başbakan belirlenecektir ve “Başbakan’ın kim olacağı?” sorusu da yine Ak Parti ile ilgili imajı ciddi biçimde etkileyecek alanla ilgilidir.

Sonrası hakeza... Cumhurbaşkanı’na çok bağlı, bir dediğini iki etmeyecek bir kişi seçilse bile o aradaki ilişkilerin dozu hep özel anlamlar içinde kamuoyunda karşılık bulacaktır.

Sistemin nasıl değiştirileceği, bu arada Meclis’te sayı sorununun nasıl aşılacağı, partilerle, özellikle sayı açığını kapatması beklenen MHP ile ilişkiler, MHP’nin içinde yaşayan sancının bu alana yansıması, bu arada yargının alacağı tavırlar... hepsi, bir yönüyle yeni sistem arayışı ile bağlantılanacaktır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu defa “Sen Sorosçu değilsin” kriteri 22 Kasım 2024 | 986 Okunma Suud’daki rezillik 21 Kasım 2024 | 4.372 Okunma İç barış – İç cephe 19 Kasım 2024 | 640 Okunma Belediye hesaplaşmasından öte… 17 Kasım 2024 | 491 Okunma Musallada yatan insanlığımız 15 Kasım 2024 | 397 Okunma