İnsan olmak, zulüm ve haksızlıklar karşısında bir sorumluluk yüklenmeyi gerektirir. Ancak Müslüman olmak bu konuda artı bir sorumluluk yükler.
Herkes gücü ve imkanının elverdiği kadarını yapmakla yükümlüdür. Ama “beni ne alakadar eder?” diyerek bigane kalmaya, tamamen sorumsuz davranmaya hakkımız yoktur. Kur’an-ı Kerim’de, İsrailoğullarından lanetlenen bir topluluktan söz edilirken, onların işledikleri kötülüklerden dolayı birbirlerini uyarmadıklarına dikkat çekilir. (Bkz. Maide, 5/78-79)
Bir yasağı çiğnemelerinden dolayı bir topluluğa uyarıda bulunanlara yapılan itirazla ilgili de şöyle bir âyet yer alır: “İçlerinden bir topluluk: “Allah’ın kendilerini helak edeceği yahut şiddetli bir şekilde azaba çarptıracağı bir topluluğa neden öğüt veriyorsunuz?” dediklerinde (öğüt verenler): “Rabbinize karşı bir mazeretimizin olması için ve belki sakınırlar diye!” dediler.” (A’raf, 7/164)
Bu itibarla emri bilmaruf ve nehyi anilmünker, yani iyilik yapılması ve kötülükten sakınılması için uyarı ve hatırlatmada bulunmak önemli bir ahlâki...