Filistin’deki direnişi kendi dar çerçevelerinde tahlil edenler, işgale karşı sürdürülen mücadeleyi anlamakta zorlanabiliyor. Ama bunların şunu artık anlamaları gerekir: Filistin halkının gasp edilmiş haklarını ve işgal edilmiş topraklarını geri alabilmek için önünde direnişten başka bir seçenek mevcut değil.
İslami direniş bunu sürekli tekrar etti. Ama siyasi pazarlıklar yoluyla, en azından hakların bir kısmının kurtarılması için bir kısmından vazgeçmenin mümkün olabileceğine inananlar bu yolu da denedi. Aradan geçen 30 yıllık süre içinde bu yolla elde ettikleri hiçbir şey yok. Bilakis daha büyük kayıplar yaşadılar. İşgale karşı bugüne kadar kazanılanların tümü direniş yoluyla elde edilmiştir.
Siyonist işgal devletinin bu derece cüretkâr ve saldırgan olmasının en önemli sebeplerinden biri uluslararası emperyalizmi ve onun güdümündeki uluslararası kurumları arkasına almasıdır. Başını ABD’nin çektiği çağdaş emperyalizmin işgalci Siyonist devletin saldırgan tutumu karşısındaki temel politikası, “onu zorlayan direnişi çökertmesi için kendisine fırsat tanıma”...