Yüce Allah, şöyle buyuruyor:
“Firavun toplumundan ileri gelenler (Meclis üyeleri): “Sen Musa’yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaları, seni ve ilahlarını terk etmeleri için bırakacak mısın?” dediler. O da: “Onların oğullarını öldürecek ve kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üstünde ezici bir güce sahibiz” dedi. Musa da kavmine: “Allah’tan yardım dileyin ve sabredin. Yeryüzü Allah’ındır, ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç ise takva sahiplerinindir” dedi. Onlar: “Bize, sen gelmeden önce de eziyet edildi sen geldikten sonra da!” dediler. O da: “Olur ki Rabbiniz, düşmanınızı helak edip, sizi onların yerlerine yerleştirir ve sizin nasıl davranacağınıza bakar” dedi.” (A’raf, 7/127-129)
Ayetin metninde geçen “mele’” kelimesi Arapçada, ileri gelenler, seçilenler, meclis üyeleri vs. gibi anlamlara gelir. Nasıl bugün ABD’deki zulüm rejiminin Kongresi varsa aynı şekilde Firavun’un da bir kongresi vardı. Firavun her ne kadar kendisini mutlak hakimiyet sahibi “tanrı” ilan etmiş idiyse de devlet işlerinde kongre üyelerinin görüşlerini...