Libya halkının Kaddafi diktatörlüğüne karşı kazandığı zaferin geri alınması ve bu ülkenin halkın talepleri doğrultusunda bir güven ve istikrara kavuşmasının engellenmesi amacıyla başlatılan fitne hareketinin başını küresel emperyalizmin ve Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin desteklediği ve eski Libya ordusundan emekli General Halife Haftar çekmektedir.
Bu adam başta Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere Arap dünyasındaki muhtelif dikta rejimleri tarafından Libya’nın Sisi’si olmak üzere sahneye çıkarıldı ve desteklendi. Ancak Haftar’ın Sisi gibi devletin ordusuna hükmetme ve ordu vasıtasıyla darbe yapma imkânı olmadığı için onun kendisine bir milis güç oluşturması istendi. Bir yandan eski rejim kalıntılarını örgütleyerek bir yandan da kendisini destekleyen dikta rejimlerinin sağladığı imkânları kullanarak muhtelif Afrika ülkelerinden derlediği paralı gerillalarla bir askeri güç oluşturdu. Oluşturduğu milis güçlerle Libya’nın muhtelif şehirlerinde kontrolü ele geçirdi. Ele geçirdiği şehirlerde çok korkunç manzaralar ve vahşet sergiledi. Örneğin Bingazi ve Derne’de onun milis güçleri kontrol altına aldıkları yerlerde gençleri yere yatırarak kafalarına kurşun sıkıp öldürdüler. Bu korkunç vahşetin manzaraları muhtelif medya organlarında yayınlandı.
Libya’daki fitne hareketinin lideri ülkenin başkenti Trablus’u ele geçirmek için daha önce çeşitli girişimlerde bulundu. İki kere darbe girişiminde bulundu. Ancak bu girişimlerinin her ikisi de başarısız oldu.
17 Aralık 2015 tarihinde Fas’ın Suheyrat şehrinde Haftar örgütüyle Trablus’taki merkezi yönetim arasında tarihe Suheyrat Anlaşması olarak geçen bir uzlaşma anlaşması imzalandı. Ancak bu anlaşma da ülkeye güven ve istikrar getiremedi. Çünkü Haftar’ın örgütü ülkede kontrolü tamamen ele geçirebilmek için saldırılarına devam etti.
Geçtiğimiz günlerde de başkent Trablus’a yönelik olarak “Trablus’u kurtarma operasyonu” adını verdiği geniş çaplı bir saldırı başlattı. Haftar bu saldırısının, terör örgütlerinin kalıntılarını temizlemeyi amaçladığını ileri sürüyordu. Yani Trablus’ta oluşturulmuş olan ittifak hükümetinin askeri güçlerini terör örgütlerinin kalıntıları olarak nitelendiriyordu.