Suriye halkının özgürlük mücadelesi karşısında gerek bölgesel ve gerekse uluslararası sömürgeci güçlerin hepsi ittifak oluşturdu. Tabii IŞİD (DAİŞ) de Suriye halkının özgürlük mücadelesinin arkadan vurulması için bir komplo aracı olarak kullanıldı ve hâlen ona ihtiyaç duyulduğu için bu örgüt bir şekilde varlığını sürdürüyor.
Suriye halkının özgürlük davasının karşısında emperyalizmin bütün kanatlarının birleşmesi bu halkın yalnızlaştırılmasına neden oldu. Şu an gelinen durum da bunun bir sonucudur. Suriye halkı karşısında oluşturulan emperyalist ittifak Halep’in, Doğu Guta’nın ve Suriye’de halkın kitlesel gösterilerinin ilk başladığı yer olan Dera’nın düşmesine neden oldu. Şimdi tehlike muhalefetin elinde kalan son kale durumundaki İdlib’in kapılarına dayanmış durumda.
Rejim güçleri PKK’nın Suriye kanadı durumundaki PYD ile zaten işbirliği içindedir. Dolayısıyla bazı bölgelerin onun kontrolüne geçmesini önemsemiyor. Gerektiğinde onunla bir özerklik anlaşması yapabileceğini düşünüyor. IŞİD’i de fazla ciddiye almıyor. Gerek gördüklerinde bu örgütü Irak’tan çıkardıkları gibi Suriye’den de çıkarabileceklerini ve böylece onun için biçilen role son verebileceklerini biliyorlar. O yüzden şimdilik onunla uğraşmaya pek ihtiyaç duymuyorlar.
Ama Baas rejimi ve onun arkasında duran işgalci güçler şimdi askerî tehditlerini İdlib’e yöneltmiş durumdalar. İdlib, Suriye içinde yerlerini değiştirmiş olan mültecilerin büyük bir çoğunluğunun toplandığı yer. Halep’in düşmesinden sonra burada yaşayanlardan, rejim tehdidiyle karşı karşıya olanların önemli bir kısmı İdlib’e geçti. Aynı şekilde Doğu Guta ve Dera’dan çıkma zorunluluğu duyanların da önemli bir kısmı İdlib’e geçti. Şimdi İdlib’in tehditle karşı karşıya olması oraya sığınmış olanların Suriye’yi tamamen terk etmeleri sonucuna neden olacaktır. Bu da onların Türkiye’ye akın etmelerine ve Türkiye’ye yönelik yeni bir mülteci akınına neden olacaktır.
Türkiye’de üç milyondan fazla mülteci barındırılıyor. İdlib’e yönelen tehditten dolayı yeni bir mülteci akını olması bu sayının bir hayli artmasına neden olabilir. O yüzden oluşacak mülteci sayısı belki bu yüzden oluşacak yükün Türkiye’nin kaldırabileceği kapasiteyi de aşmasına neden olabilir.