Sisi, Müslüman Kardeşler cemaatinin halktan aldığı desteğe karşı darbe yapmış biridir. Müslüman Kardeşler’in zaferinden rahatsız olan küresel ve bölgesel güçler önce bu hareketten cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin başarısını engellemek için Baltacı fitnesini çıkardılar. Bu fitneyi yaklaşık bir yıl süreyle organize ve finanse ettiler. Ancak bu fitneyle amaçlarını gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığını görünce Genelkurmay Başkanı General Abdülfettah Sisi’yi devreye sokarak onun askerî darbe gerçekleştirmesini sağladılar. Gayri meşru yöntemle yönetimin gasp edilmesi ve Batı dünyasının her ortamda savunuculuğunu yaptığı düşünülen demokrasiye de aykırı olmasına rağmen bu darbeye bütün güçleriyle destek verdiler.
Sisi darbeyi gerçekleştirmesinden sonra meşru cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi hapse attığı gibi onun mensup olduğu teşkilatın birçok ileri gelenini de gözaltına aldı ve birçokları hakkında idam ya da müebbet hapis cezası verdirdi.
Sisi darbeden sonra tam bir diktatörlük rejimini hâkim kıldı. Öyle ki Müslüman Kardeşler’le hiçbir ilgileri olmayan insanlar bile Sisi’nin oluşturduğu korkunç tehdit havasından çekiniyorlar. Para sahipleri Sisi’nin ilişkilerinin iyi olmadığı bir ülkede herhangi bir yatırım yapmaktan hata bu ülkenin zenginleriyle ilişki içine girmekten bile korkuyorlar. Bu korku Sisi zulmünün, Hüsnü Mübarek dönemindeki zulüm uygulamalarını bile geçtiğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Son günlerde medya organlarında Sisi cuntası ile Müslüman Kardeşler cemaati arasında bir yakınlaşma olduğuna dair haberler yayınlandı. İddiaya göre Müslüman Kardeşler siyaset alanından çekilecek Sisi de bu cemaatten hapiste olanları serbest bırakacaktı. İddialar ne Sisi yönetiminin bir açıklamasına ne de Müslüman Kardeşler’den birilerinin verdiği bilgilere dayanıyordu. Sadece medyanın tahminleri gibi bir görünüm arz ediyordu.
Ama bu iddiaların üzerinden fazla zaman geçmeden Müslüman Kardeşler açıklama yaparak böyle bir yakınlaşmanın söz konusu olmadığını duyurdu. Açıklamada Müslüman Kardeşler’in Mısır’ın meşru cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi’yi görmeye devam ettiği ve Sisi’nin de anlaşma yapacağı kişinin Mursi olduğu vurgulanıyordu.