Bir kişinin, örgütün veya kendini devlet olarak tanımlayan yapının herhangi bir insani, ahlaki ve hukuki değeri yoksa ona her şey serbesttir. Böylesine arsızlaşan bir yapılanmayı durdurmak için güç, kuvvet kullanmaktan başka çare yoktur. Ama eğer gücü ellerinde bulunduranlar onu oldum olasıya serbest bırakmış, yaptığı hiçbir şeyden dolayı sorguya çekmiyor, en azından bazı sınırları gözetmesi için zorlamıyorlarsa artık onun yapamayacağı bir şey yoktur. İşte insanlık bu gerçeği bu sıralarda siyonist işgal rejiminde bir kez daha tecrübe ediyor.
Aslında insanlık, siyonist işgal rejiminin hiçbir ahlaki ve hukuki ölçüsünün olmadığını kuruluşundan bu yana birçok kez tecrübe etti. Deir Yasin, Sabra ve Şatilla, Kana katliamları gibi nice korkunç katliamın da içinde olduğu yüzlerce katliam gerçekleştiren, Gazze’ye 17 yıldan beri insanlık dışı abluka uygulayan, birinci intifada sürecinde çocukların kol ve bacaklarının kırılmasına karar veren, Filistinlilere işkence yapılmasına ve hatta bu tür işkenceler yüzünden öldürülenler hakkında soruşturmaya başvurma ihtiyacı bile duymayan ve burada bir yazıya değil ciltler...