İsveç’in İslam’a, Müslümanlara ve İslam’ın kutsal değerlerine yönelik çirkin savaşı sürüyor. Bunun düşünce özgürlüğü olarak yutturulmaya çalışılması tamamen saçmadır. İnsanların kutsal değerlerine ve kitaplarına hakaretin “düşünce özgürlüğü” olarak tanımlanması en başta düşünceye ve düşünen insana hakaret sayılır. Çünkü düşünme yetisine sahip bir insan asla böyle bir çirkinliğe tevessül etmez. Düşünen insan düşüncelerini çirkin hakaret yöntemiyle değil başkalarının değerlendirmelerine açarak ortaya koyar.
İnsanların kutsal değerlerine ve kitaplarına hakaret ve iğrenç bir şekilde saldırıda bulunulması bir savaştır. Hem de çok çirkin, insan haysiyetine ve insanlığın ortak değerlerine tümüyle aykırı bir savaş.
Bu çirkin savaş İsveç’te hüküm süren zihniyetin bir savaşıdır. Belli şahıslar da bu savaşta maşa olarak kullanılıyor. Onların eylemlerini rahatça gerçekleştirebilmeleri ve kimsenin kendilerine engel olamaması için etraflarında polislerden duvarlar oluşturulması da bunu çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor.