Kazakistan son günlerde önemli çalkantılara sahne oluyor. Olaylar görünüşe göre özellikle akaryakıt fiyatlarına yüksek miktarda zam yapılmasından kaynaklandı. Yani halkın kalkışmasının sebebi ekonomik sıkıntılardı. Halk artık tahammül edemeyecek noktaya gelmişti ve bu bir sosyal patlamaya neden olmuştu.
Bazılarına göre mesele sadece akaryakıt fiyatlarının artmasından kaynaklanmıyordu. İşin içinde birtakım dış güçlerin de parmağı vardı. Hatta Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, protestolarda yabancı güçler tarafından eğitilen teröristlerin rol oynadığını iddia etti.
Arap Baharı olarak isimlendirilen süreçte de benzer şeyler söylenmiş ve olayların dış güçlerin bir komplosu olduğu iddiaları sıkça gündeme getirilmişti. Böylece olayların dahili sebeplerinin araştırılması zahmetine katlanma gereği duyulmayacaktı.
Bizim gördüğümüz kadarıyla bu tür olayların bir şişme bir de patlama süreci vardır. Bazı siyasi sistemler işte bu süreci iyi değerlendiremediklerinden, ani bir patlamayla karşı karşıya geldiklerinde kendilerini hazırlıksız buluyorlar. Sonra da olayların kendileriyle ilgili boyutunu gözden uzak tutmak için dış güçleri mahkum etme kolaycılığını tercih ediyorlar.
Dış güçlerin fonksiyonu her zaman sıfır düzeyde olmayabilir. Bazen gerçekten payları vardır. Ama onların kullanabileceği kapıların açılmasına fırsat verenler içerideki hataları işleyenlerdir.
Son dönemde yaşanan toplumsal patlamalarda ekonomik sorunlar birinci etken olarak öne çıkıyor. Arap Baharının patlamasına sebep olan olay da üniversite mezunu olmasına rağmen iş bulamayan, bu durumda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için seyyar satıcılık yapmak amacıyla bir gezgin tezgah alan, ama tezgahına da zabıtalar tarafından el konan bir gencin kendini yakması neden olmuştu.