Ramazan Müslümanlarda ümmet bilincini güçlendirmek için önemli bir fırsattır. Çünkü bu mübarek ayda Müslümanlardan istenen vazifelerden biri de birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleridir.
İslam âlemi bu yıl da Ramazan’a çeşitli sıkıntılarla ve zorluklarla girdi. Bu yılın Ramazan ayında en büyük sıkıntının Yemen’de yaşandığını söyleyebiliriz. Yemen’de ne yazık ki İran’ın güdümündeki Husi güçleriyle Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyon güçleri arasında ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi ve insanî yardımların önünün açılması konusunda yeterince ilerleme sağlanamadığından ve zaman zaman çatışmaların devam etmesi sebebiyle halk yine önemli sıkıntılar yaşıyor.
Yemen’deki güç ve hakimiyet savaşı en fazla, savaşın hiçbir tarafında yer almayan ve arada ezilen Yemen halkının mağdur edilmesine neden oluyor. Yeterince insanî yardım yapılamaması sebebiyle açlık ve yoksulluk problemi büyük ölçüde devam ediyor. Yetersiz beslenme sorunu insanlarda hastalıklara karşı direncin azalmasına neden oluyor. O yüzden salgın hastalıklar ciddi şekilde etkisini gösteriyor. Bu sebeple Yemen’de açlık ve yoksulluğun yanı sıra büyük ölçüde salgın hastalıklar sorunu var ve bu sorunlar yüzünden her gün ölenler oluyor.
Bir mafya devleti niteliğindeki Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’in Sokotra adasında kontrolü ele geçirmek için bu yılın Ramazan ayının başında tekrar atak yaptı. BAE daha önce Sokotra adasını işgal etmiş ve Yemenli askerleri ve güvenlik görevlilerini oradan çıkarmıştı. Yemen hükümetinin tepki göstermesi üzerine Suudi Arabistan’ın devreye girmesi sonucu BAE işgalci askerlerini çekti. Ama gidişat onun bu adadan elini çekmeye niyetli olmadığını gösteriyor ve Ramazan öncesinde işgal güçlerini tekrar bu adaya yerleştirdi. Sokotra, Yemen’in turistik potansiyele sahip ve aynı zamanda stratejik bir noktada yer alan ihmal edilmiş bir adası. BAE’nin bu adayı işgal etme ve kendi çıkarları için değerlendirme niyetinde olduğu anlaşılıyor.
Libya’daki fitne örgütünün lideri Halife Haftar, Ramazan öncesinde Trablus’a yönelik saldırılarının şiddetini biraz daha artırdı. Libya’nın Sisi’si olmaya niyetli olan Haftar’ın Trablus’u sıkıştırma amaçlı operasyonlarına Suudi Arabistan, BAE ve Mısır açıktan destek veriyor. Avrupa ülkelerinin bazıları ise örtülü bir şekilde destek veriyorlar. Haftar’ın kara saldırılarına karşı Trablus’ta hakimiyeti elinde bulunduran Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri başarılı bir savunma gerçekleştirerek ilerlemesini önlemeyi başardılar. Ancak Suudi Arabistan ve BAE’nin hava desteği, Haftar güçlerinin Trablus ve çevresinde sivil hedefleri de vuran tehlikeli saldırılar düzenlemesine imkân veriyor.