Suudi Arabistan’da siyasi görüşlerinden dolayı hapse atılan dava önderlerinden ve ilim adamlarından Selman el-Avde hapishanede on ayını tamamladı. Onun hapse atılmasının tek gerekçesi ise Katar emiri Temim bin Hamed Ali Sani ile Suudi Arabistan veliahtı arasında bir görüşme yapılması durumunda bundan olumlu sonuçlar elde edilmesini ümit ettiğini dile getirmesiydi. Yani bunu söylerken Katar’a abluka uygulanmasından değil bu ülkeyle diyalog başlatılmasından yana olduğunu dolaylı bir şekilde dile getirmişti. Ama Suud rejimi bu kadarını söylemesine bile tahammül edememişti ve onu on aydan fazla bir süredir hapiste tutuyor.
Eylül 2017’nin başlarında hapse atılan Selman el-Avde’nin oğlu Abdullah babasının hapishanedeki durumu hakkında yaptığı açıklamada onun çok zor şartlarda olduğunu, hücre hapsine ve baskıya maruz kaldığını, günlerce uykudan mahrum bırakıldığını ve kendisine çok kötü muamele edildiğini dile getirdi.
Suudi Arabistan’da Selman el-Avde başta olmak üzere siyasi görüşlerinden dolayı hapse atılan birçok kişiye ve onların ailelerine eziyet sürerken, ülkenin tanınmış ilim adamlarından ve davetçilerinden olan 68 yaşındaki Sefer el-Havali, yönetimdekilerin bazı uygulamalarına yönelik eleştirilerinden dolayı üç oğluyla birlikte tutuklandı. Sefer el-Havali’nin evine baskın düzenlendiği ve oğlu İbrahim’le birlikte gözaltına alındığı, cep telefonlarına ve bazı elektronik eşyalarına da el konulduğu bildirildi. Polisler daha sonra, amcalarının oğullarından birinin düğününe iştirak ettikleri sırada Abdurrahman ve Abdullah isimli oğullarını da gözaltına aldılar.
Sefer el-Havali’nin henüz basım aşamasında olan ve üç bin sayfadan oluşan “Müslümanlar ve Batı Uygarlığı” isimli kitabından dolayı gözaltına alındığı tahmin ediliyor. Onun bu kitabında Suud yönetiminin ABD başkanı Donald Trump’ı karşılamak için yaptığı büyük harcamaları eleştirdiği ve ülkenin ilim adamlarına, davetçilerine ve yönetimi elinde tutan aileye bazı öğütlerde bulunduğu ifade ediliyor. Kitabında ayrıca siyasetin yükselen gücü önemsemeyi gerektirdiğini, ABD’nin yükselen değil gerileyen güç olduğunu, İslâm’ın ise yükselen güç olduğunu ve geleceğin İslâm’ın olacağını vurguladığı belirtiliyor.
Anlaşıldığı kadarıyla Suud diktatörlüğü ülkede saltanatı elinde bulunduran aileye en ufak bir eleştiride bulunulmasına veya öğüt verilmesine tahammül edemediği için ülkenin saygın ilim önderlerinden olan bir kişiyi çocuklarıyla birlikte gözaltına aldı.