Mısır’ın Sina yarımadasında Ariş şehrinin yakınında yer alan Bi’ru’l-Abd kasabasında bulunan Ravda Camisi’ne geçtiğimiz Cuma günü Cuma namazı vaktinde korkunç bir saldırı düzenlendi. Saldırıda önce caminin içine bomba atıldığı cemaatin telaşlanması üzerine de caminin etrafını saran araçlardan otomatik silahlarla ateş edildiği ifade edildi. Saldırıda en son verilen rakamlara göre 305 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık yüz kişi de yaralandı.
Her şeyden önce böyle bir saldırının hiçbir insanî değerle bağdaştırılması mümkün değildir ve tam anlamıyla vahşettir. Kim adına ve ne amaçla gerçekleştirilmiş olursa olsun bu saldırı her yönüyle zulüm ve vahşettir.
Fakat bu tür vahşi saldırıların birçoğunda özellikle Müslümanların camilerinin hedef alınması düşündürücüdür. Her kime ve hangi örgüte fatura edilirse edilsin özellikle caminin hedef alınması üzerinde düşünmek ve Müslümanların camilerinin hedef alınmasının rastgele bir olay olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir. Hangi örgüte ve kime fatura edilirse edilsin bu saldırının arkasında duran zihniyetin gerçekte Müslümanların inançlarıyla, camileriyle savaşan bir zihniyet olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir.
Son dönemde Sina bölgesinde Sisi cuntasının IŞİD’in bu bölgedeki kanadıyla savaşıyor olmasından yola çıkılarak bu saldırıyı da o örgütün gerçekleştirdiği yönünde kanaatler öne çıktı. Bu örgütün ve bu örgüte girerek komplo saldırıları için devreye sokulan yapılanmaların böyle bir saldırıyı gerçekleştirmesi mümkündür. Çünkü bu örgüt zaten başlı başına bir komplo örgütüdür. Irak’ta ABD işgaline karşı verilen mücadelenin arkadan vurulması için bu örgütten yararlanıldı. Suriye’de Baas rejimine karşı özgürlük mücadelesinin arkadan vurulması ve yıpratılması için bu örgütten yararlanıldı. Libya’daki ihanet oyunlarında bu örgütten yararlanıldı. Bütün buralarda ihanet oyunları için devreye sokulan örgütün şimdi Mısır’da komplonun ve kirli oyunun aracı olması ihtimal dışı değildir. Ancak onun vasıtasıyla oyunun nasıl oynandığı hakkında biraz kafa yormak için bazı ayrıntılara bakmak gerekiyor.
Normalde Sina bölgesinde Sisi cuntasının çok güçlü bir askeri yapılanması var. Bölgedeki bazı çatışmalar gerekçe gösterilerek çok sayıda askerî kontrol noktası oluşturulmuştur. Dolayısıyla bu bölgede özellikle yollar üzerinde çok sayıda kontrol noktası bulunmaktadır. Bu durum karşısında saldırıyı gerçekleştirenlerin otomatik silahlarla donatılmış en az sekiz araçla kontrol noktalarını aşarak caminin bulunduğu mevkiye nasıl ulaşabildikleri zihinlerde tereddütlere neden olmaktadır.
Ayrıca saldırının en az kırk beş dakika sürdüğü ve saldırıyı gerçekleştirenlerin daha sonra da kaçtıkları görgü şahitleri tarafından dile getirildi. Bu süre içinde nasıl müdahale edilmediği ve saldırganların böyle bir saldırıyı gerçekleştirebildikleri de ayrı bir soru işareti. Resmî kurumlar tarafından daha sonra yapılan açıklamada havadan müdahale edildiği ve olaydan sonra saldırganların tümünün öldürüldüğü iddia edildi. Ancak saldırganların işlerini bitirinceye kadar herhangi bir müdahale olmadığı anlaşılıyor.