Donald Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra dünya kamuoyu twitter diplomasisi ile tanıştı. Eskiden diplomatik meselelerin çözümü için ülkeler arasında görüşmeler olur, meseleler müzakere edilir sonra varılan noktayla ilgili dünya kamuoyuna resmi açıklama yapılırdı. Ama ABD Başkanı Trump kimseyle herhangi bir görüşmeye ihtiyaç duymadan twitter üzerinden bir mesaj yayınlamak suretiyle diplomatik meselelerle ilgili tavırlarını, herhangi bir ülke karşısında nasıl bir tutum sergileyeceklerini dünya kamuoyuna ilan etmeye başladı.
Şimdi de en üst düzeydeki yetkililerin bile twitter mesajlarıyla görevden alınmasının örneklerine şahit oluyoruz. ABD Başkanı Trump bu kez, twitterdan mesaj yayınlayarak Dışişleri Bakanı Tillerson’u görevden aldığını, CIA Başkanını onun yerine Dışişleri Bakanı olarak tayin ettiğini onun yerine de yardımcısını atadığını kamuoyuna duyurdu. Beyaz Saray’dan kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmasını bekleme ihtiyacı duymadı. Hatta söylenen eğer doğruysa Tillerson kendisi bile görevden alındığını Trump’ın twitter mesajından öğrenmiş.
Trump ile Tillerson arasında bir geçimsizlik olduğu ve Trump’ın onu görevden alması ihtimalinin bulunduğu daha önce de konuşuluyordu. Ancak böyle ani bir şekilde görevine son verilmesi biraz sürpriz oldu. Anlaşıldığı kadarıyla Tillerson’un tutumu, sertlik ve psikolojik savaş politikası konusunda Trump’ı tatmin etmedi. O yüzden yerine bu konuda kendisiyle daha iyi uyuşacağını düşündüğü birini tayin etti. Tillerson’un yerine Dışişleri Bakanı olarak tayin edilen CIA Başkanı Mike Pompeo daha sert ve savaşçı, saldırgan tutumuyla öne çıkan biri. Trump da açıklamasında Tillerson’la birçok konuda anlaşamadığını ancak Pompeo’ya güveninin tam olduğunu, ilk andan itibaren onunla iyi anlaştığını söyledi. Pompeo, İslam karşıtı tutumuyla öne çıkmış biri. Türkiye konusunda da olumsuz tavırları ve açıklamaları var. İran’la nükleer enerji konusunda yapılan ittifaka aynen Trump gibi karşı çıkıyor. Onun en önemli özelliklerinden biri de Amerika’daki siyonist lobiye çok yakın durması ve işgalci siyonist devleti her konuda savunması, ona şartsız destek vermesi. Tabii onun bu tür tavırlarının olması ve bundan dolayı tercihe lâyık görülmesi Tillerson’un barış yanlısı olduğu anlamına gelmiyor. O da özellikle ABD’nin emperyalist politikalarına sahip çıkan biri. Fakat diplomatik ilişkileri biraz daha dengeli bir politakaya göre şekillendirmek istemesi sebebiyle onun sertliği ve emperyalist tutumu Trump’ı tatmin etmedi.
Mike Pompeo’nun yerine CIA Başkanı olarak atanan Gina Haspel ise bu kurumun başına geçirilen ilk bayan. Onun en çok öne çıkan vasfı ise işkenceci olarak kayıtlara geçmesi. Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi, terör zanlılarına işkence uygulamasından dolayı Gina Haspel’in gözaltına alınması konusunda izin talep etmiş. Kendisinden “profesyonel işkenceci” olarak söz ediliyor. Çünkü işkence konusunda çok ilginç yöntemler geliştirmiş. Bunların en meşhur olanı da waterboarding adı verilen su işkencesi yöntemi.
Bu kadının daha önce Tayland’da gizli bir hapishaneyi yönettiği, tutuklulara su işkencesi yaptırdığı, bu işkencelerinin videolarının da alındığı ancak Haspel’in daha sonra bu videoları imha ettirdiği muhtelif kaynaklarda dile getirildi.