Tunus’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 13 Ekim Pazar günü gerçekleştirildi. Seçimlerin sonucu büyük ölçüde önceden tahmin ediliyordu. Çünkü başta Nahda Partisi olmak üzere ikinci tura kalamayan siyasi partilerin ve adayların büyük çoğunluğu ikinci turda Kays Said’i destekleyeceklerini açıklamışlardı. Fakat yine de diğer aday Nebil El-Karuvi’nin elindeki medya imkanlarının sunduğu avantaj ve bir de onun birinci tura demir parmaklıkların arkasında girmiş olması sebebiyle “mağdur” gibi sunulması sebebiyle “acaba kazanır mı?” diye insanlarda bir tereddüt daha doğrusu bir endişe vardı.
Gerçi Nebil El-Karuvi siyasi görüşlerinden dolayı değil kara para aklama ve vergi kaçırma gibi ticari konularla ilgili suçlamalardan dolayı hapise atılmıştı. Ancak yine de onun seçimlerin birinci turunda meydanlarda kendini ifade etme ve propaganda faaliyetleri yürütme imkanı elde edememesi bazılarının ona “mağdur” olarak baklamalarına ve meyletmelerine neden olmuştu. Yıldızının birden parlamasının da zaten bir sebebi elindeki medya imkanları idiyse de ikinci sebebi de böyle “mağdur” kisvesine bürünmesi idi.
Fakat dediğimiz gibi birinci turda elenen adayların çoğunun ikinci turda Kays Said’e oy verilmesi çağrıları yapması sebebiyle o büyük bir farkla, oyların %73’ünü alarak seçimi kazandı ve Tunus’un yeni cumhurbaşkanı oldu.
Kays Said’in kazanmasından ziyade Nebil El-Karuvi’nin kaybetmesi birçoklarını rahatlatmıştır ve ülke açısından son derece olumlu bir gelişme olmuştur. Çünkü onun kazanması Tunus’un başına da bir Sisi kopyasının geçmesi anlamına gelecekti. Gerçi onun Tunus’ta Sisi’nin Mısır’da kurduğu gibi bir dikta rejimi kurması için şartlar ve zemin elverişli değildi. Ama ülkede İslamî kesime karşı izleyeceği tavrın Sisi’nin tavrından çok farklı olmayacağı tahmin ediliyordu. Bu adamın eski diktatör Zeynelabidin bin Ali ile ilişkilerinin olduğu biliniyor. Batıcı laik kimliğine son derece önem veren ve İslamî kesimin siyaset alanındaki başarılarından da ciddi şekilde rahatsız olan biri. Zaten Mısır, BAE ve Suudi Arabistan da onun kazanmasını arzuladığını belli etmiş, ona destek verdiklerini hizmetlerindeki medya organlarının sergilediği tavırla dolaylı bir şekilde izhar etmişlerdi.
Cumhurbaşkanlığını kazanan Kays Said’in herhangi bir siyasi partiyle ilişkisi yok ve seçime de zaten bağımsız aday olarak girdi. Fakat toplumun değerlerine daha saygılı biri olarak biliniyor. Eski cumhurbaşkanı Sibsi’nin ülkede İslam miras hukuku yerine Batı miras hukukunun uygulanması için teklifte bulunması üzerine çıkan tartışmada konunun kendisine sorulması üzerine; “Bu konuyu İslam açıklığa kavuşturmuştur, bizim tartışmamız gereksizdir” demişti.