Birleşik Arap Emirlikleri, Basra Körfezi ülkelerindendir. Denizden Basra Körfezi’nin yanı sıra az miktar da Umman Körfezi’ne kıyısı var. Umman Körfezi’ne sahili olan toprakları aynı zamanda Umman topraklarını bölmektedir. Karadan sadece Suudi Arabistan’a ve Umman’a sınırı var. Yedi ayrı emirlikten oluştuğu için Birleşik Arap Emirlikleri ismini almıştır. Bu emirlikler kendi içlerinde özerk bir konfederasyon oluşturmaktadırlar.
Bu ülkedeki yönetim birçok Arap ülkesindeki gibi dikta yönetimidir. Ancak BAE aynı zamanda bir mafya devlet niteliği taşımaktadır. Son yıllarda birçok karanlık işe karıştı. Suudi Arabistan’la sıkı bir münasebet içindedir ve Arap Baharı olarak isimlendirilen süreçte halk hareketlerinin kazanımlarının geri alınması için düzenlenen muhtelif darbelerin ve fitne hareketlerinin arkasında yer aldı. Yemen’de de Suudi Arabistan’la birlikte Körfez Koalisyonu’na girerek katliamlara ortak oldu.
Mısır’daki Baltacı fitnesinin organize edilmesinde ve Sisi’nin darbe gerçekleştirmesi için zemin hazırlanmasında BAE bir uzaktan kumanda merkezi görevi gördü. Libya’daki fitne hareketi Halife Haftar’ın desteklenmesinde ve yönlendirilmesinde de BAE’nin önemli bir rolü olduğu bilinmektedir.
BAE bankaları meşru olmayan yollarla kaçırılan kirli paraların yanı sıra Arap dünyasındaki normal ticari kuruluşların ve iş adamlarının yasal yollarla kazandığı paraların aktif ticarette kullanılmayan kısmının önemli bir miktarının yatırıldığı bankalardır. O yüzden BAE bugün Arap dünyasının İsviçresi sayılıyor. Dolayısıyla servetinin ve gelirlerinin önemli bir kısmı faizle dolaştırılan para ya da faiz geliridir. Bu sebeple Arap dünyasında ekonomik düzenlerin İslâmî sınırlara sokulmasını arzulamıyor; İslâmîleşmeye karşı yürütülen fitne savaşlarının finansmanını teminden çekinmiyor.
İki gün önce Reuters Haber Ajansı tarafından bu ülkenin bazı önemli yöneticilerin, devlet adamlarının ve aktivistlerin telefonlarını hacklediğine dair haber yayınlandı. Habere göre daha önce ABD istihbaratında çalıştırılan bazı uzmanlar BAE istihbaratı için Karma adı verilen bir casusluk programını kullanarak telefonları takip ettiler. Bu programla birçok diplomatın, siyasetçinin, yöneticinin ve aktivistin telefonunu izlemeye aldılar. Telefonları takibe alınanlar arasında Katar Emiri Temim bin Hamed, Türkiye’nin eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alavi bin Abdullah, Nobel Barış Ödülü sahibi Yemenli aktivist ve yazar Tevekkül Karman gibi tanınmış şahsiyetler de var. Ayrıca Müslüman Kardeşler cemaatinin ileri gelenlerinden birçok kişinin telefonu da zikredilen casusluk programıyla izlemeye alınmış. Bunların dışında da pek çok önemli şahsiyetin, diplomatın, aktivistin ve siyasetçinin telefonuna ulaşılmış.