Siyonist vahşetin iğrenç yüzünü iyi keşfedebilmek için onun bir mikro tipini zihnimizde canlandıralım. Farz edin ki bir kişi başka bir kişiyle kavgalı ve ona zorla bir şey yaptırmak istiyor. Karşı taraf da hakkını istiyor ve tehditlere, baskılara boyun eğmiyor. Çünkü biliyor ki boyun eğerse gasp edilmiş haklarından hiçbirini geri alamayacağı gibi tehdit edildiği hususlarda güvenceye kavuşması ihtimali de yok. Hem gasp edilen hakları geri alınamamış hem de kendisine yönelen iğrenç ve vahşi tehditler devam ediyor olacak.
Saldırgan taraf kendisinin silah ve destek gücünü kullanarak karşı tarafı arabasını yakmakla tehdit ediyor ve yakıyor. Sonra evini yıkmakla tehdit ediyor ve yıkıyor. Sonra çocuklarını katletme, eşini kaçırma gibi iğrenç tehditlerde bulunuyor. Ama bir yandan da karşısındakine, “Teslim olursan bu tehditler konusunda bir güvenceye kavuşamayacaksın, belki biraz ara verir ama o ara geçtikten sonra tehdit ve saldırılara kaldığım yerden devam ederim!” mesajları veriyor. Bu durum karşısında hakkını elde etmek için mücadele edenin yapabileceği tek şey elindeki imkan ve avantajları son raddesine...