Bu hafta Cuma hutbesinin konusu yalancılıktı ve yalanın kötülüğü, doğruluğun önemi üzerinde Kur’an-ı Kerim’e ve sünnete dayalı güzel tavsiyelerde bulunuldu. Yalanın sosyal medyada çok ciddi bir sorun olmasına da temas edildi ve reel hayatta yasak olan yalancılığın sosyal medyada da yasak olduğu vurgulanarak güzel hatırlatmalarda bulunuldu.
Ama ne yazık ki özellikle medyanın oldukça etkili olduğu günümüz şartlarında yalan, küresel emperyalizmin uluslararası platformdaki sultasını sürdürmesinin en önemli araçlarından biridir. Bunun örnekleri üzerinde durursak bayağı kafaları şişirmemiz gerekecek. O yüzden doğrudan, bugün bizi böyle bir konu üzerinde durmaya yönelten hadiseyle ilgili tespit ve tahlillerimize geçmek istiyorum.
En başta şunu belirtelim ki bizi takip eden değerli okuyucularımız kısaca IŞİD veya DAİŞ diye bilinen örgüte, bu örgütün stratejisine ve eylemlerine başından beri karşı olduğumuzu, onun oluşturduğu kötü imajın genel anlamda İslamî harekete olumsuz yansımalarının olduğunu sıkça dile getirdiğimizi bilirler. Ama bu konudaki tavrımız öbür...