KOMŞUM Özkök benden atak davrandı. Cumhuriyet gazetesi iddianamesindeki ‘adeta’ nakaratını işledi dün.
İlk fark eden Yıldıray Oğur. Türkiye gazetesinde, hepimizi kıskandıracak bir ustalıkla deşifre etmişti.
Çoğu tutuklu yargılanan Cumhuriyet yazarları, bu ‘adeta’ suç tanımından da sorumlu tutuluyor.
‘Adeta’ FETÖ tarafından Cumhuriyet’e el koyulmasından sonra... FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerinin, ‘adeta’ gazetede savunulup kollanması gibi...
ÇOK TUTTUM BU ‘ADETA’YI
Uyarlamalara müsait, önüne konduğu fiilin niteliğini dönüştürme gücüne sahip, çok amaçlılığa elverişli, pek kullanışlı ve elastikiyeti olan sihirli bir niteleme ‘adeta’...
Bu yararlı buluş kamuoyuna mal edilmese... Referandum hengamesinden başımızı kaldırıp Cumhuriyet gazetesinin neyle suçlandığına nasıl bakacak, bir ‘adeta’nın nelere kadir olduğunu nereden bilecektik?
‘Adeta’nın davetkâr fıtratından faydalanıp aşağıdaki denemeyi nereden karalayacaktım hem ben?
KAHRAMANKEN ‘ADETA’ DARBECİ MİYDİ?
Dün Abdulkadir Selvi, Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz direnişine şahitlik eden kişisel notlarını paylaştı.
Daha fazlası, Yeni Şafak’ın internet arşivinde var aslında. 24 saatinin dönüm anları, zaman çizelgesinde veriliyor.
O gece kimlerle iletişimdeydi? Darbecilerle mi anlaştı, Başbakan’la mı? Kaçıp saklandı mı, olduğu yerden ses mi verdi? Demokrasiye ve iktidara sahip çıktı mı, çıkmadı mı?...