Cumhurbaşkanı Erdoğan, "her şeyin farkındayız" diyerek afet yönetimindeki sorunların gereğini yapma sözü verdi.
Yetersizliği, hazırlıksızlığı, koordinasyonsuzluğu giderme sözü olarak anladım.
Devleti yönetenler, halka bir daha "maalesef" demek ve kayıpları için şöyle af dilemek zorunda kalmasınlar diye:
"Maalesef ilk birkaç gün Adıyaman'da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için sizden helallik istiyorum."
Yalnız, Erdoğan'ın konuşmasından bir şeyi çıkaramadım: Afet yönetimini düzeltmeye nereden başlanacak?
Kılıçdaroğlu, geçmişteki yasakçılıklar için başörtülülere helalleşme çağrısı yaptığında geri çeviren AK Partililer olmuştu.
Kılıçdaroğlu, geçmişteki yasakçılıklar için başörtülülere helalleşme çağrısı yaptığında geri çeviren AK Partililer olmuştu.
Kafadan ret gerekçelerinden biri şuydu:
Helalleşme, kayıpları geri getirmiyor. Ödenen bedelleri telafi etmiyor. Öyle kuru kuruya helallik istemekle sorumluluktan kurtulamazsınız.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun 'hayır' demeyeceği bir tepki de vardı. İçişleri Bakanı Soylu, şarta bağlamıştı.
"Helallik istemek, hatadan dönmekle olur" diyordu.
Helalleşme çağrısından önce yerine getirdikleri için, CHP zaten bu şarta itiraz edecek değildi.