Mıh da şudur: AK Parti’nin talebine rağmen oyların tamamını yeniden saydırmamakla suçlanıyor CHP. Buna itiraz ettiği için seçimlerin yenilenmesinden sorumlu tutuluyor, YSK’ya istediğini yaptırabiliyormuş, buna gücü yetiyormuş gibi. YSK’nın, muhalefetin sözünden çıkmadığı, bir dediğini iki etmediği, ne derse yaptığı varsayımına dayananlar söylediklerine kendileri inanıyorsa, seçimlerin yenilenme kararını nasıl açıklıyorlar? Onu da AK Parti istemiş, CHP şiddetle karşı çıkmıştı. Madem CHP’yi ikiletmiyordu YSK, oyları baştan saydırmazken dinledi de iptal ederken neden dinlemedi, onun yerine iktidara kulak astı? ‘Aynı şekilde bastırsaydı, CHP’ye rağmen iptal kararı aldırdığı gibi, haydi haydi oyları yeniden saydırma kararı da aldırabilirdi demek ki iktidar’ sonucu çıkmaz mı?
Fakat hayır, ya nal diyor da mıh demiyor, dememekte diretiyor iktidar propagandacıları. Ya da nalına da mıhına da vurmakta bir sakınca görmüyorlar.
Onun son örneğini de Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş verdi. Hem ‘kanuna aykırı şekilde oluşturulan sandık kurullarına itibar edemeyecekleri’ni söylüyor. Hem de ‘kızmış, küsmüş, rahatsız olan seçmenleri için telafi imkanının ortaya çıktığını, sandığa gitmeyen seçmenlerinin çoktan pişman olduğunu öne sürüyor, sürebiliyor.