5 ay önce referandumla yetkisini almış, halkın yüzde 87’sinin
onayıyla eşini cumhurbaşkanı birinci yardımcılığına atamış.
Zamanlamasını manidar bulan mı ararsınız... ‘Sırası mıydı şimdi’
diyen mi... ‘2 ay daha bekleyemez miydi’ serzenişlerinde bulunan
mı... ‘Dişini sıktı sıktı bizim referanduma mı denk getirdi, daha
iyi bir gün ayarlayamazdı’ diye gönül koyan mı...
Az daha zorlasanız, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e gizli hayırcı diyen bile çıkar...
Sanki hayırcıların eline koz vermek için yaptı, sanki Azerbaycan cumhurbaşkanlığı sistemi ile bizde getirilmek istenen model arasında benzerlik kurulması için yaptı...
HEYECANA MAHAL YOK
Ne hayırcıların ‘Bu da mı gol değil’ diye ellerini ovuşturarak
üstüne atlayacağı bir durum var ortada...
Ne de iki demokrasi arasında, evetçilerin paniklemesini gerektiren bir paralellik.
Erdoğan’ın Aliyev’le bir olmadığını da ekleyin.
Yine de kıyas yoluyla çıkarımlara varılmasının önünü alamıyorsunuz.
Çünkü referandum var işin içinde, sandık var, çoğunluk iradesi var.
ÇELME TAKMA KASTINDAN DEĞİLDİR
Bana sorarsanız, Aliyev Türkiye’deki referandumu olumsuz etkilemeyi
aklından bile geçirmemiştir.
Hayırcılara destek atmak gibi algılanacağını bilse belki de bu tasarrufunu erteler, yetkisini birkaç ay sonra kullanırdı.
Aliyev’in niyeti ne olursa olsun, hayırcıların gafletten yararlanmasına mani mi, değil.
Gökte ararken Azerbaycan’da buldular, propagandalarına tepe tepe katık edeceklerini tahmin edersiniz.
Fakat Aliyev’i, kafa karıştırmaya çalışan gizli ya da sinsi bir hayırcı yapar mı bu? Ne münasebet...
AYNI HOŞGÖRÜ AKLI KARIŞIKLARA DA ÇOK GÖRÜLMESE
Asker, yargı ve FETÖ vesayetini bitirmiş seçmenden, vesayet
rejimine karşı son bir kez oy isteniyor.