Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu haklı. Washington’dan gelen açıklamalar her ne kadar ‘geri adım’ olarak yansısa da tam öyle değil, yatıştırmaya dönük içi boş laflar. Kaygıları gidermekten uzak. O yüzden kendilerini tatmin etmediğini, ikna edici bulmadıklarını ve Afrin’e operasyon gerekçelerini ortadan kaldırmadığını dün açıkça söyledi. İster Dışişleri Bakanı Tillerson’a, ister Pentagon sözcülerine kulak verin, ABD’lilerden en fazla duyacağınız ortada bir iletişim kazası, bir yanlış anlaşılma olduğu. Türkiye için sorun, Suriye’de YPG’yle ne yaptıkları değil, onu hangi sözcüklerle tanımladıkları, nasıl isimlendirdikleriymiş gibi yaklaşıyorlar. Dediklerine bakılırsa; YPG’yle her ne yapıyorlardıysa onu yapmaya, her ne halt karıştırıyorlardıysa onları karıştırmaya devam edecekler. Ama bunun bir sınır birliği, yeni bir ordu ya da bir muhafız gücü kurmak gibi tanımlanamayacağını söylüyorlar. ‘Bizim lafını bilmeyen arkadaşlarımızdan kaynaklandı, affedersiniz’ demeye getiriyorlar. ‘Adını doğru koyalım’ diye koydukları ad da şu: “IŞİD’in dönmemesi için yerel unsurlara silah ve askeri eğitim vermeyi sürdürmek.