Şu kadarını söyleyebilirim; üç gündür Ankara'dayım ve benim izlenimlerim de Özhaseki'nin saha gözlemlerini doğruluyor.
Sadece değişim talebi konusunda değil, şehrin yavanlaştığı hususunda da... Yani Ankara'nın eğlence hayatı bitmiş, ışıltısı solmuş, neşesini kaybetmiş sönük ve sıkıcı bir yere dönüştüğü konusunda da hemfikirim.
Sadece kasvetli ve boğucu havasıyla da sınırlı değil; Ankara'nın başkentler yarışında geri gittiği, yani güdük ve rüküş kaldığı saptamasını da sokakta teyit edebiliyorum.
Hatta korunacak, ihya ve abat edilecek tarihi mirasının Selçuklu ve Osmanlı'dan ibaret görülemeyeceğine de katılıyorum. Yaşatılması gereken Cumhuriyet hatıralarına da evsahipliği yaptığını inkar etmenin, o mirası yok saymanın Ankara'ya ciddi haksızlık olduğuna ne şüphe!
Kısacası Özhaseki, şaşırtmaya devam ediyor. Hatta son düzlükte vites büyüttüğünü bile düşünebiliriz.