GERÇİ Başbakan dün NTV yayınında bozuk çaldı biraz. Kılıçdaroğlu görüşmede 'terör saldırısıyla ilgisi olmayan konuları dile getirdiğinde bunları yadırgadığını, yine de yeri burası değil demeden konuştuğunu, ancak dışarıda bu detaylara girmesini kendisine yakıştıramadığını' söyledi.
Digiturk'ün 7 kanalı atması, 'mafya mitingi' meselesi gibi
başlıkları kastediyor sanırım.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından, 'yersiz ve zamansız' bulduğu bazı
konuşmaları tek taraflı yansıttığı, soruşturmaya ilişkin bazı
hassas bilgileri de izinsiz paylaştığı için rahatsız olmuş.
Görüşme etiği ve adabı açısından tartışılabilir. Bu tür
görüşmelerden sonra bilgilendirme yaparken ortak bir çerçeveye
bağlı kalmak usuldendir...
Umarım zor yakaladıkları güven ve diyalog zemini hasar görmemiştir,
umarım bütün bu kritik başlıklarda birbirleriyle konuşabilmeyi
sürdürürler.
Aralarındaki 'nazik' diyalog bile başlı başına bir değer
çünkü...
Fakat umarım, birbirlerine kötü tweet örnekleri gösterip
birbirlerinden gereğini yapma sözü aldıkları kısmın duyurulmasından
özellikle rahatsız olmamıştır Başbakan.
Çünkü oradan cılız da olsa bir umut ışığı çıktı. Partizan trolleri
karşılıklı olarak susturma umudu...
Şimdi hepimiz için o zayıf ışığın üstüne gitme, büyütüp güçlendirme
zamanı. İçine sürüklendiğimiz karanlıktan ancak böyle çıkabiliriz;
çatışma kışkırtıcısı trollerin gürültüsünü kısarak, öttürdükleri
taarruz borularının cayırtısını keserek.
* * *
Kılıçdaroğlu'nun beyanından anlıyoruz ki iki lider, ortalığı
kasıp kavuran ateşli militanlarını zapt etme konusunda bir ön
mutabakata varmışlar.
Sosyal medya holiganları 7/24 saldırı tamtamları çalıyor, kin ve
nefret ateşine yemeden içmeden odun taşıyor. Onların kızıştırdığı
kavgayı tutuşturmak için patlatılıyor bu meşum bombalar. Başımıza
gelen insanlık dışı katliamlar, onların çaktığı kıvılcımlar alev
alsın, bir memleket yangınına dönüşsün diye...
Türkiye bir an önce havayı yumuşatmak, vasatı değiştirmek, girdiği
agresif siyaset kapanından çıkmak zorunda. Trolleri karşılıklı geri
çekmek de iyi bir başlangıç.
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında kurulan bu anti-trol paktı,
diğer partilere de genişletilmeli, en azından MHP ile HDP'yi de
kapsamalı.
Ne yazık ki Bahçeli, MHP'yi her türlü koalisyon ve uzlaşı çabasının
dışında ayrıksı bir parti olarak tutmakta kararlı. Davutoğlu'dan
sonra dün Kılıçdaroğlu'nun diyalog girişimini