SORSAN biri ‘tarihçi’ öbürü ‘okuyucu’ geçiniyor herifçioğullarının. Ama Atatürk düşmanlığını ekmek kapısı yapmışlar.
Ağza alınmayacak hakaret ve gıybetleri, ‘gayriresmi tarih’ diye satıyorlar.
Uydurulmuş, çarpıtılmış bel altı ‘söylenti’leri, ‘yasak rivayet’ diye yutturuyorlar.
Kulaktan kulağa yayılarak çıkarılmış ‘özel hayat’ şayialarıyla...Yalan yanlış soy-sop, nesep aşağılamalarını... ‘Sansürlenmiş sırlar, halktan saklanmış gerçekler’diye pazarlıyorlar.
Rövanş dürbününden, kin ve nefret merceğinden ‘yatak odası’ dikizleyerek... Güya yazılmayanı yazıyor, söylenmeyeni söylüyor... Güya mahrem tutulanı ifşa ediyor... Güya ‘resmi tarih’le hesaplaşıp ‘yalan söyleyen tarih’i utandırıyorlar.
HAYÂSIZ AKINININ AKINCILARI
Ar, hayâ duygularını rencide edecek galizlikler savururken bile yüzleri kızarmıyor. Ne korkmaları, çekinmeleri ne utanmaları, sıkılmaları var.
Biri, bilmem ne geçmişini affettirme telaşı içinde deniyor. Bozuk sicilinin üstünü kapatıp unutturmak içinmiş onca debelenmesi.
Diğerinin aklanacak bir sabıkası var mı bilmem ama her neyse karın ağrısı, Atatürk üstünden ‘şecaat arz etme’ye çalışıyor.