Akif Beki Karar Gazetesi

Bak şu Rusların sehven ettiklerine

Reyhanlı katliamından aradığımız, Esad’ın kanlı çetelerinden birinin elebaşı Mihraç Ural’ı sehven Soçi’ye, Türkiye’nin garantör sıfatıyla masada oturduğu...

01 Şubat 2018 | 8.265 okunma

Reyhanlı katliamından aradığımız, Esad’ın kanlı çetelerinden birinin elebaşı Mihraç Ural’ı sehven Soçi’ye, Türkiye’nin garantör sıfatıyla masada oturduğu toplantıya çağırdılar.

Türkiye’nin Soçi’ye güç bela taşıdığı rejim muhalifi grupları, rejim bayraklarıyla karşılayarak istemeden mide bulandırdılar, kazara tahrikleri amacına ulaştı, muhalifler masadan çekildi, son anda kendileri katılmayıp Türkiye tarafından temsil edilmeye ikna oldular.

Sabahına sürprizlerle uyanılan günün gecesi de olaylıydı.

İdlib’teki gözlem noktalarını tamamlamakta gecikti diye Ankara’ya tepkisinde haddi aşan Moskova, yeni gözlem noktası kuracak askeri konvoyumuzun güzergahını sehven bombaladı, ardından Şii milislerle Esad güçlerinin havan topları yanlışlıkla konvoyumuza nişan aldı, çatışmasızlık bölgesinde hasbelkader ordu orduya çatışmamıza ramak kaldı, güvenlik almaya gittiği yerde Mehmetçiğin güvenliğini ‘dost kuvvet’ bildiklerimiz kadere kırk beş tehlikeye attılar, arkamızı kollaması gerekenler gayri ihtiyari arkadan vurayazdılar az daha.

Eskaza tacizlerle, tamamen dağınıklık ve düşüncesizlik eseri provokasyonlarla Soçi’de, İdlib’te bilmeden ayağımıza basmalar artmaya başladı.

Ama tesadüfe bakın ki hepsi kontrol, hepsi istem dışı, hiçbiri kaza süsü verilmiş sabotaj değil...

‘AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE’ KAYPAK DENGESİ

Hani kötüye yorsanız, hiçbirinin istemsiz vuku bulmadığını, iyi niyetle açıklanamayacağını, bile isteye askeri kapasitemizi test ettiklerini, sinirlerimizle kasten oynadıklarını, başka yerlere çekerek dikkatimizi oyalarken karambolde iş gördüklerini, gücümüzü bilinçli gerilimlerle gayet istemlice sınadıklarını, TSK’yı sinsice hataya zorladıklarını, yaptıklarının dostluğa sığmadığı gibi basbayağı art niyet koktuğunu filan söylersiniz...

Neyse ki bütün yol kazalarına rağmen Suriye’de hâlâ yeni partnerimiz Rusya’ya, eski ortağımız ABD’den daha çok güveniyoruz.

Hatta Rusya’yla irtibatı koparmadan süreci yönetmek, Afrin dahil Suriye’deki operasyonlarımızın selameti ve başarısı için olmazsa olmaza dönüştü.

Fakat Moskova’yla irtibatı korumak için gerçeğin diğer yarısına gözümüzü kapatmamız da gerekmiyor.

Madalyonun, görmezden gelemeyeceğimiz diğer yüzü ne mi?

Rusya, doğal olarak ABD’yle çatışmalarımızdan sağlayabileceği azami faydayı sağlamaya, ilişkilerimizdeki kötüleşmenin etinden de sütünden de çatır çatır yararlanmaya odaklanmış durumda.

İstediğimizi almadan, istediklerini almak için bizim anti-Amerikancılık rüzgarımızı kullanmalarına izin vermeyebiliriz.

Onların kullandığı kadar bizim de kullanamadığımız bir ortaklıkta, biri kazanırken diğerinin kaybetmediği kazan-kazan şartlarını yakalamak ne mümkün.

Dün itibarıyla hâlâ bizim terörist dediğimiz YPG’ye Moskova’nın terörist demediğini, bizim de iteklememizle kendi çizgilerine çektiklerinde duyarlılıklarımızı yok sayıp YPG’yle anlaşmalarının pekala olası göründüğünü de koyun üstüne.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Batı'da hakimler de varmış sivil toplum da 22 Kasım 2024 | 544 Okunma Öcalan ne anlasın bunlardan? 21 Kasım 2024 | 712 Okunma Ankara'nın kapalı kapıları ardında neler oluyor? 20 Kasım 2024 | 3.474 Okunma Savaş kapıdaysa hazırlık el kitabımız hani nerede? 19 Kasım 2024 | 589 Okunma Serdar Ortaç'a kıyamayan devlet baba yüreği 16 Kasım 2024 | 556 Okunma