Kendine ayak bağı gördüklerini şucu, bucu olmakla suçlayarak tasfiye etmek, en bilindik FETÖ yöntemiydi. Ve ne yazık ki FETÖ'yle mücadelenin kendisi de buna alet edilmekten kurtulamadı. Bu FETÖ klasiği, en anti-FETÖ'cü görünenlerin elinde bile oyuncağa dönüştü. Canını sıkan mı, ayağına basan mı, önünü tıkayan mı, karşı gelen mi, zorluk çıkaran mı, itaatsizlik eden mi, baş ağrıtan mı, söz dinlemeyen mi, kafa karıştıran mı var; FETÖ'cü der kaydırırsın ayağını, çözümü kolay. . . İç iktidar çekişmelerinde de fütursuzca kullanıldı. FETÖ'yle mücadelenin araçsallaştırılması en çok bu mücadeleye zarar verir, inandırıcılığını yok eder, davaları sulandırır, FETÖ'ye yarar, Pensilvanya'yı sevindirir, bunu en çok FETÖ'cüler ister, yapmayın etmeyin diye uyaranlar da aynı yöntemle hedef yapıldı. Etkisizleştirme, korkutma, susturma, pıstırma, harcama silahı olarak hala revaçta. Oysa.