Yeni Başkan Uysal'a bir 'hoş geldin' yazısıyla seslenmiştim. Faizle mücadelede yetersiz kalmakla suçlanan selefi Çetinkaya'nın akıbetini hatırlatmış, "Bırak inadı Merkez" demiştim. Uysal'ın Merkez Bankası, şeytanın bacağını kıracak ilk adımı attı. Faizleri 4,25 puan indirdi. Fakat bu muydu beklenen? Düşüşün yıl sonuna kadar toplam 8-9 puana ulaşması öngörülüyor, Karar'ın popüler ekonomi yazarı İbrahim Kahveci'nin rivayetçisiyim. Fikri takip sorumluluğu üstümdeyken sormasam olmaz; neden alıştıra alıştıra? Şok tedaviyle neşteri köküne atmak varken faiz illetine pansuman yapmak iyileşmeyi uzatmaz mı? Ekonominin süreci yaymaya tahammülü yok deniyor bir yandan. Eski başkan bu yüzden gitmedi mi? Madem çözüm faiz, kaybettiğimiz zamanı da telafi edecek süratte bir acil müdahale daha etkili olmaz mıydı? Elini titrek alıştırmamalı, toplamda 9 puan indirecekse hepsini birden indirmeli değil miydi MB? Tek darbede güçlü bir operasyon, sanki bekleneni daha çok ve çabuk vermez miydi? Biliyorsunuz; iktidarın faiz-enflasyon teorisine bir şans tanınmasından yanayım. Ta iki sene öncesine dayanıyor bu görüşüm. "Ne duruyorsun Merkez" başlıklı bir yazıyla Merkez Bankası'nın faiz direnişini sorgulamaya başlamıştım. Giden Başkan Cumhurbaşkanı'nın uyarılarına kulak asmadı, yerine gelen beni dinlemese bile Cumhurbaşkanı'nın sözünden çıkmaz diye ummuştum.