Şevki Yılmaz’ın Akit TV’deki sözleri çarpıtılmış, eklemeler yapılmış, oysa dediği şuymuş:
“Dolarsız, domatessiz yaşayabiliriz ama devletsiz yaşayamayız.”
Bir de şu:
“Seçime gelmeden AK Parti’nin kasanın ağzını açması lazım. Kime bırakacaksınız, bu hırsızlara mı?”
Fakat bu haliyle de yanlış anlaşılmaya müsait, düzeltmesine yardımcı olmak isterim.
Tamam, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesini terse çevirmiş, “önce insan” diye iktidara gelip “önce devlet” demeye başlamış olabilir.
Ama perestiş edip yücelteyim derken herhalde devleti, dolarla domatesle tartıyor olamaz.
Ayrıca devlet, iktidardaki partiye tapulu olmadığı gibi onunla bir ve kaim de değil.
Ateşli parti vaizi Şevki Hoca olsa olsa ‘devlet’i, o cümlede ‘iktidar’ın yerine koyup kullanıyordur.
“İktidarsız yaşayamayız” demek ayıp kaçacağı için, “devletsiz yaşayamayız” demiş olsa gerek.
Yoksa devletle iktidarın aynı değil, ayrı şeyler olduğunu bilebilecek kadar iyi siyasi hatiptir. “Mahkeme kadıya mülk değil” deyimi üstüne iki saat soluksuz nutuk bile çekebilir. Haksızlık etmeyelim.
Belli ki “Biz iktidarsız yaşayamayız” demek istiyor.
E öyleyse ikitdarda kalmak için ne lazımsa yapmalı. Kasada ne var ne yok, son kuruşuna dek seçmene oy karşılığı dağıtmalı.
Hem kasayı boşaltmayıp da “bu hırsızlar”a mı bırakacaksınız!
İkinci cümleye gelince; “bu hırsızlar”dan dış güçleri kastetmiyor tabii ki Şevki Hoca. Seçime onlar girmiyor.
İktidarı sandıkta, milletin oylarıyla AK Parti’den alabilecek muhalefet partileri oluyor elbette “bu hırsızlar”.
Yalnız, ucu zülfüyare dokunabilir.