Yakalandığı hastalığın adı, afazi.
Kafaya alınan darbe, beyin tümörü, enfeksiyon, demans ya da felç... Hepsi yol açabilirmiş.
Ama Bruce Willis’e oyunculuğu ve müziği bıraktıran neden hangisi, bilinmiyor. Biliniyorsa da açıklanmadı.
Afazi; söz yitimi demek, konuşma kaybı. Okuma, yazma yeteneğini de köreltiyor.
Konuşma terapisiyle, beyin hücrelerinin yenilenmesi ve canlanması sağlanarak birkaç ayda iyileştirilebildiğini okudum.
Fakat zekayı gerileterek köreltmiyorsa, Bruce Willis, 67 yaşında neden emekliye ayrıldı?
Bizde çok duyulmuş bir hastalık değil.
ABD’de, Ulusal Afazi Birliği bile varmış. Ülkede yaklaşık 2 milyon afazi hastası olduğu tahmin ediliyor. Ve her yıl ortalama 180 bin yeni afazi tanısı konduğu söyleniyor.
Demansa bağlı türünün bu sayıdaki payı nedir, ne kadarı tedaviye cevap veriyor, öğrenemedim.
Her afazi, konuşmayı zorlaştırıyor. Ama sanırım bunamadan, kalıcı beyin hasarından kaynaklanmayanlarda kayıp, terapiyle geri getirilebiliyor.
Düşünme ve hatırlama gibi akli melekeler yerindeyken konuşamamak, nasıl bir duygudur?
Nutkunuz tutulmuş gibi bir his mi? Yıldırımla çarpılmışa dönmüşsünüz gibi...
Beyninizden vurulmuşa döndüğünüz anlarda konuşma kaybı yaşarsınız.
Kara haberler, olmadık işlerin başa gelmesi, ani hayal kırıklıkları filan kafaya darbe almıştan beter edebilir.
Kelimeler boğazınızda düğümlenir. Acı, bir yumru gibi çöker ses tellerinizin üstüne. Kalakalırsınız. Dilinizin çözülmesi de zaman alır.
Ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Lafın gelişi. Bazen bilirsiniz, yine de diyemeziniz, o gücü bulamazsınız kendinizde.