Hanut ya da avanta gezisi gibi değil, milli bir görev için Hamburg’a gidiyorum. Geniş bir gazeteci heyetiyle.
Ne münasebet, olur mu hiç! İşin içinde milli davamız olmasa Denizbank’ın nâzik davetini elbette kabul etmezdim. Şunu da belirteyim; Genel Müdür Hakan Ateş dahil, hep birlikte mütevazı ekonomi sınıfında uçuyoruz. Hans’la George’un kıskanacağı bir şatafat durumu yok.
A Haber’le TRT Haber’den Halk TV ve Sözcü’ye, Sabah’la Hürriyet’ten Karar ve Cumhuriyet’e, T24’le Oksijen’den Gazete Pencere, Independent Türkçe ve 10 Haber’e... Ayrımsız tüm medyamızı kapsayan çok renkli, çok sesli bir heyetiz.
Bizi ancak milli futbol şuuru bir araya getirebilirdi, öyle de oldu.
Takım taraftarlığı, içeride bizi ne kadar bölüyorsa milli takım taraftarlığı da bizi dışarıda o kadar birleştiriyor. HDP’li Ferhat Encü gibi ucuz ve densiz bir popülist şovmenin, Portekiz’i tutma provokasyonu bunu değiştirmez.
Fakat bunları yazarken birden ses tonumun...