BAZI seçenekler daha denenmeye kalmadan tükendi; MHP ile HDP'yi eşleştiren üçlü kombinasyonlar gibi.
Bazıları henüz büsbütün ölmediyse
bile can çekişiyor; AK Parti ile MHP formülü gibi.
Zayıflamış olsa da elde kalan tek ciddi koalisyon umudu; AK Parti
ile CHP arasında kurulacak bir 'büyük koalisyon'.
Bu seçeneği de büyük bir tehlike bekliyor. O da tarafların
avantajlarını ve dezavantajlarını belirlerken yanlış varsayımlardan
hareket etmeleri.
Pazarlık güçlerini doğru analiz edemezlerse korkarım bu seçenek de
ilk denemede gümleyecek.
* * *
Duyduğum bütün müzakere jimnastikleri şu kilit soruyla başlıyor:
Kimin eli daha sıkışık; Davutoğlu'nun mu, Kılıçdaroğlu'nun mu?
Bu soruya dayanan zihinsel hazırlıklar, birkaç açıdan sorunlu.
İlkin; 'kime daha çok yarar, kim bir koalisyona daha muhtaç'
şeklindeki bir yaklaşım, parti çıkarlarını her şeyin üstünde
tuttuğu için sorunlu.
Doğrusu, 'Türkiye'ye en çok ne yarar, hangi koalisyondan millet
azami fayda sağlar' diye bakılması değil mi?
İkincisi; kilit soruya verilen anahtar cevaplar da iyi
düşünülmemiş, gelişigüzel ön kabullere dayandığı için sorunlu.
* * *
Kabataslak bir mantık yürütmeyle deniyor ki: Cumhurbaşkanı
Erdoğan tekrar seçim istiyor. Ayrıca yaklaşan AK Parti kongresinde
genel başkan değişikliği için bir hamle yapabilir. Davutoğlu'nun
eli rahat değil, ağır baskı altında ve tek kurtuluşu, bir
koalisyona kapağı atmak. Onun için her tavizi verecektir. Bunu
bilsin ve elini yüksekten açsın Kılıçdaroğlu. Tokgözlü davransın,
alttan almasın sakın...
Fakat varsayım da yanlış, durum analizi de yanlış. Ne Erdoğan
Davutoğlu'nu gözden çıkaracak ne Davutoğlu Erdoğan'a sırtını
dönecektir. Bu ilişkilerinin fıtratına, koalisyonu denememek de
siyasetlerinin karakterine ters.
AK Parti tabanının CHP ile ortaklığa can atmadığı da kesin. Aksine
direnç gösterecektir. Koalisyona mecbur bir kişilikle masaya
oturacağı fikrine şartlanırsa, Kılıçdaroğlu'nun dakika bir hayal
kırıklığı yaşaması kaçınılmaz.
CHP ile iktidarı paylaşmak, AK Parti tabanının dünden razı
olmayacağı bir liderlik riski almak demek. Kolay karar olmayacak
Davutoğlu için. Bir çırpıda üstüne atlayacağı bir şey hiç
değil.
Bana sorarsa, herhangi bir şeyi feda etmeye hazır bir muhatap
beklemesin Kılıçdaroğlu. Çetin geçecektir...