Sultan Abdülhamid pantolon giyerdi. Onu deviren İttihatçılarla en sıkı muhalifleri Genç Osmanlılar ve Jön Türkler de öyle.
Büyük Doğu dergisini çıkaran Necip Fâzıl, kravat takardı. Nâzım Hikmet'le fikren ayrı uçlarda dursa da kılık, kıyafette ayrışmazdı.
Milli şairimiz Mehmet Akif'in tercihi de pantolonla kravattı. Tevfik Fikret'le inanç ve anlayışta ayrışırlardı. Birbirlerini Molla Sırat'la Zangoç'a benzetecek kadar ayrı dünyalardandılar. Ama kılık, kıyafette pek ayrışmazlardı.
Bilal Erdoğan'ın, kimlik ve kültür olarak hangisini rol model aldığı açık. Fakat kimi benimserse benimsesin, rol modelleri de şalvar giymezdi.
Gelin görün ki Bilal Bey, katıldığı bir YouTube yayınında şalvar giyememekten şöyle şikâyet etti:
"Dış görünüşüm, benim kültürüm değil. Batı'dan aldığımız kravat ve ceket. Şalvar giymek daha rahat ama şalvar giydiğin zaman yobazsın, gericisin. Bunu giydiğin zaman medenisin. Bu ikilemden çıkamıyoruz, 200 yıldır böyle..."