Cumhurbaşkanı Erdoğan, Deniz Çakır olayını da CeHaPe zihniyetinin örnekleri arasında sıralamıştı.
CeHaPe zihniyetinden kastı; dayatmacı, halka tepeden bakan, hazımsız kafa...
‘Bizi Hasolarla Memolar mı yönetecek’ sözünde ruhunu bulan seçkinci bakış...
Karşısında da Demokrat Parti’yi iktidara taşıyan ‘Yeter Söz Milletindir’ sloganı var.
Aydın, sanatçı ve kaymak tabaka düşmanlığının kökenlerinde, o sınıfsal çekişmede kristalize olan kötü hatıraların mirası, bugünkü iktidar kavgalarına yansımaları yatıyor.
Başörtülülere, “Burası Arabistan değil” diye sataştığı suçlamasını şiddetle reddediyor gerçi Deniz Çakır.
Başörtülülerle aynı mekanı paylaşmaktan rahatsız olduğu ithamını, asılsız ve utanç verici buluyor. Aksine, kendisinin tacize maruz kaldığı iddiasında.
Her ne kadar...Yaşamı boyunca her türlü ayrımcılığa karşı sergilediği duruşla da örtüşmediğini, üstüne oturmadığını, haksız önyargılara ve yargısız infaza kurban gittiğini söylese de...
Yaşam biçimi taraftarlığından dolayı, başörtülüleri aşağılayan sözleri ağzına yakıştıranlar, Deniz Çakır’ı olağan şüpheli görenler, peşinen ‘yapmıştır’ diyenler de az değil.
Bir tek, ‘CeHaPe zihniyeti’ denen şeyi ne kadar temsil ettiğinin üstünde duran yok.