İçişleri Bakanı Soylu; “Şu bitecek, bu bitecek diye milletin marketlere gitmesini tahrik edenlere gereğini yaparız” demişti.
Ardından da Emniyet, yağ fiyatları ile ilgili paylaşım yapan 45 kişi hakkında işlem başlattığını açıklamıştı.
Demek ki istense, gereği zaten yapılabiliyormuş. Dezenformasyonla mücadele için yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yokmuş.
Düşünün; yağ üreticisisiniz, enflasyon malum, elinizde değil. Maliyetlerdeki artışı, istemeden fiyatlara yansıtmak zorunda kalacağınızı duyuruyorsunuz...
Halkın marketlere koşmasını ve yağ raflarını boşaltmasını tahrikten, işlem görebiliyorsunuz.
Yahut akaryakıt istasyonları birliğisiniz; o gün benzine, motorine zorunlu zam geleceğini duyuruyorsunuz...
Halkı benzin istasyonlarında kuyruğa girmeye tahrikten, okka altına gidebiliyorsunuz. EPDK’nın, hakkınızda suç duyurusunda bulunabileceği bir yasa maddesi var.
Hatta diyelim bir internet sitesisiniz ve şehrinizde, umreden dönenlere salgın tedbirlerinin uygulanmadığını yazdınız. Zorunluyken maskesiz dolaşmalarına da göz yumulduğunu...Veya iktidar partisinin, toplanma yasağına rağmen salonları lebalep doldurduğunu haber yaptınız...
Provokatif paylaşımdan, anında siber polis devriyelerine yakalanıyor, savcının radarına takılıyordunuz.
Buna imkan ve yetki veriyor demek ki yasa. Yoruma açık, sınırları esnetilmeye müsait, geniş de kullanılabiliyor.
“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna neler sokulamıyor, neler...
Öyleyse nereden çıktı şimdi bu yeni düzenleme ihtiyacı?