Ta 2005’te, Başbakanlığı sırasında bunu söylediğinde, gelen sert eleştirilere direnmiş, görüşlerinde ısrar etmişti.
Fakat partiler, sınıflar, etnik ve mezhepsel kimlikler gibi bizi bölen sosyal ve siyasal farklılıkların üstünde tutulmazsa yapıştırıcı olabilir mi din?
Madem farklılıklarımız zenginliğimizdi, din ise çokluk içinde birlik olmamızı sağlayan temel yapıştırıcılardan...Bizi birleştiren dini siyaseten kullanmak, din üzerinden milleti bölmek gibi bir tehlike doğurmaz mı?
Siyasi ihtilafların dışında bırakıp gözümüz gibi korumamız gereken çimentomuza zarar vermez mi bu kullanım, onu çatışma aracı haline getirmez mi?
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Kasım Gülpınar böyle düşünmüyor.
“AK Parti’ye oy verirseniz Allah sizden mahşer günü hesap sormayacak” sözleriyle seçmeni ateşlemeye kalkmış ve tepki çekmişti.
Gülpınar, imanı siyasete alet ettiği suçlamalarına karşı kendini savundu ama ne savunma!...
İstismarı reddedeceği yerde meşrulaştırmayı seçti. “Neden kullanmayayım ki arkadaşlar! Sen de kullan, din benim tekelimde değil ki” itirafıyla görülmemiş bir fütursuzluğa taşıdı.