Yılmaz Özdil’in haftalar önce haber verdiği bir reklam filmi
varmış. Evetçilerin bunu aylar evvelinden hazırlayıp beklemeye
koyulduğunu yazıyormuş...
İşte o film sosyal medyada dönmeye başlamış...
Tıpkı yazıda anlatıldığı gibi, bir milli maç oynanıyor ama bizim
takım karşı taraftan sürekli faul görüyormuş...
Hakem de satılık, göz göre göre karşı tarafı tutmaz mı, aleyhimize
kasten düdük çalıyor, nahak yere habire kart yiyormuşuz...
Ta ki canına tak eden kırmızılı bir kız çocuğu, sahaya inip hakeme
kırmızı kartı çekinceye kadar...Ondan sonra kaderi değişiyormuş
maçın, gelsin gollerimiz...Tribünler ayakta, milli duygular şaha
kalkıyor, alkış kıyamet, stadyum yıkılıyor, coşku sel, ne varsa
katıp götürüyormuş önüne...
İMALAR İMA İÇİNDE
Yok, Hollanda krizinin çıkacağını reklamcılar nereden
biliyormuş...
Yok, kadın bakanımız henüz ‘kapılarına dayanıp Avrupa’yı titreten
fatih’ olmamışken geleceği nasıl görmüş bu senaristler...
Yok, kehanet gibi reklamın aynıyla çıkması, Özdil’in dediklerine
harfiyen uyması bir tesadüf müymüş, bu kadar mı tutarmış be
kardeşim vesair...
GOLSE KENDİMİZE GOL
Reklamcıların mı kehaneti tuttu, Yılmaz Özdil’inki mi...Senaristler
mi Hollanda krizini önden bildi, Özdil mi onların bildiğini nasıl
bildi, tartışmıyorum bile.
Kampanya için doğru seçilmiş bir senaryo mu bu, yoksa yanıltıcı
reklama mı girer? Asıl onu konuşalım...