‘Dünkü güneşte bugünün çamaşırları nasıl kurutulmazsa... Dün akan suda bugünün kirli çamaşırları nasıl yıkanmaz, aklanıp paklanamazsa... Dünkü mahkemede bugünün olayları da hesaba çekilemez. Gülerce’nin bugününü dünüyle yargılamayın’ demeye soyunuyorum...
Daha bismillah demeye kalmadan Gülerce’yi, başkalarının bugününü dünüyle yargılarken buluyorum.
HEM DE NE YARGILAMA
Şahsen 40 yıl göbeğinde yaşadığı FETÖ’nün içyüzünü geç gördüğü için, Diyanet’e mi içerlemiyor... Kendisi Pensilvanya’nın sözcülüğünü, o görevde bu görevde mümessilliğini yaparken... Pensilvanya’nın vaazlarındaki sapkınlıklara karşı, kendisinin de uyutulmasına yardım ettiği ahaliyi vaktiyle uyarmayanlara mı laf sokuşturmuyor...
Kendisi yıllar yılı Pensilvanya’nın örgütlü din istismarını şahsi kefaletiyle saklarken, halkı Pensilvanya’nın samimiyetine inandırmaya, doğruluğuna ikna etmeye çalışırken... ‘Örgütlü bir din istismarı’ raporuyla FETÖ’nün dini duyguları nasıl kullanıp sömürdüğünü, halkı Allah’la, kitapla nasıl aldatıp kandırdığını deşifre eden Diyanet’e ‘biraz geç oldu, daha önce nerelerdeydin’ diye mi dokundurmuyor... “Ah Diyanet” diye yazı mı döşenmiyor...
ÇOK ÜSTÜNE GİDİYORLAR