Cezaevindeki Demirtaş’a ‘terör saldırısını niye kınıyorsun’ denir mi? Dendi, çok kızıldı.
Kınamasının, terör örgütü PKK’yı rahatsız etmesi sürpriz değil. Tezgahlarını bozuyor.
Demirtaş’ı da HDP’yi de ‘halkı temsil etmemek, düşman dili konuşmak ve sindirilmişlik’le suçladılar.
Fakat Demirtaş alttan almadı, geri adım atmayacağını, ‘sindirilmişlik’le yaftalanmayı göze aldığını söyledi.
Yani terör tezgahını bozmaya devam edecek, kararlı.
Daha sert kınaması için teşvik edilmesi, desteklenmesi gereken bir tavırdı.
Terör örgütünü neden kızdırdığı ortada. Ama terörle mücadele edenlerin, niye kınadı diye kızacağı aklıma gelmezdi. İstendiği gibi işte, bu yönde gelişmesine sevinmek gerekmez mi?
Kandil’deki kardeşi de sarı torbaya girdiğinde aynı mesajı atsın da görelim yollu terslemelerin, terörle mücadeleye faydasını anlayamayanlardanım.
Künhünü çözemediğim iki tepki daha var. İkisi de Adalet Bakanı Bozdağ’dan.
Biri, şunun üzerine: Mersin’deki saldırıda fail olarak açıklanan terörist; o terörist mi, değil mi?
CHP’nin raporunda geçen kişi diye açıklandı, CHP’yle ilişkilendirildi, suçlamak için siyaseten kullanıldı.
Kılıçdaroğlu da o isim olmadığıyla ilgili DNA bulgusundan söz etti.
Soruşturmanın gizliliğini ve gizli bilgileri edinip ifşa etmenin yasak olduğunu, ancak ondan sonra hatırladı Bozdağ.
Yalan ya da yanlış bilgiyi; resmi ağızlar yayarken serbest miydi, soruşturma gizli değil miydi?
Doğrusunu sorduğu, gerçeği istediği için CHP; teröristi aklamış ve terör örgütünün attığı ipe tutunmuş, sözüne itibar etmiş oluyor.
İktidar medyası, böyle pişkin saptırmalarla üste çıkabileceğini sanıyor hala. Önden bastırarak, laf kalabalığına getirerek kapatma telaşındalar.