Erdoğan'ın göçmenlerle ilgili içe, dışa eleştirilerini toplayan bir video kolajı var. Cumhuriyet gazetesi derlemiş, gazetenin YouTube kanalında bulabilirsiniz.
2016'da, Cumhurbaşkanıyken dünyaya ve BM'ye şöyle çıkışıyor:
"Neymiş, kapınızı açın, onları (Suriyelileri) alın. Bakıyorsunuz bazıları yüz tane almış, öbürü üç yüz tane, beş yüz tane, bin tane... Bizim alnımızda enayi yazmıyor, kusura bakmayın."
1989'daysa, henüz Milli Görüş partisi Refah'tayken devrin iktidarına şöyle verip veriştiriyor:
“Ne dedi Bulgaristan’a, ‘gelin’ dedi. Ne kadar varsa gelin. İsterse Todor Jivkov da gelsin. Gelin, diyorsun ama bak Ahmet, Mehmet asgari ücrete talim. Ülke insanı aç. Kadınını satıyor, kızını satıyor, çalıştırıyor. Sen buna çözüm bulamamışken, gelin, diyorsun...
Bunları nereye yerleştireceksin? Kapıkule’de bir anons; ‘muamelesi biten soydaşlarımız istediği yere gidebilir. 780 bin kilometrekare emrinize amadedir.’ Tabi bu insanlar geldi. Kim geldi? Casus mu, değil mi? Bir de bakıyorsunuz, (ANAP'lı) Ercüment Konukman, 'gelenlerin arasında 5 bin casus' var diyor. Ey Allah’ım, ya Rabbi'm! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Bu nasıl bir devlet...