OYSA böyle olmadığı gün gibi ortada. 'Fırat Kalkanı' ikisini de hedef alıyor.
Biri yani PYD asıl hedef, diğeri yani IŞİD ona ulaşmanın aracı
değil.
Amaç hem burnumuzun dibine kadar sokulan IŞİD’i Cerablus’tan
süpürmek, hem de PYD’yi Fırat’ın batısından sökmekti.
* * *
Ankara’nın, göz yummayacağını bağıra çağıra deklare ettiği askeri
hedefler ikisi de.
Neden hâlâ ‘IŞİD’i gösterip PYD’yi vurduk; aslında IŞİD diye bir
derdi yok hükümetin’ yaygarası basılır, anlaşılır gibi değil.
IŞİD de dert, PYD’nin Fırat’ın batısındaki varlığı ve emelleri de
dert Ankara için. Ve bu bir sır olmaktan çıkalı uzun zaman
oluyor.
IŞİD’le numaradan mücadele edilse herhalde ABD ile Rusya ve İran da
bunu şipşak fark ederdi. Uyanık ve her dem zinde iktidar
karşıtlarından aşağı kalmazdı radarları.
Ama onlardan değil, bir kısım muhalif kalemlerden geliyor
cazırtılar.
* * *
Hadi Türkiye’nin çıkarlarını iplememeyi içinize sindirdiniz...
Pekâlâ ama gerçeği göz göre göre tersyüz etmeyi bu kadar rahat
nasıl sindiriyorsunuz içinize arkadaş?
ABD SINIRINDAKİ AYLAN BEBEKLER
UNICEF açıkladı; yılın ilk 6 ayında ABD sınırında 26 bin çocuk
yakalanmış.
Kaçak giriş yapmak üzerelermiş.
Yanlarında da onlara refakat eden ne bir ebeveyn ne de herhangi bir
büyükleri varmış.
Sıkı durun, bu çocuklardan bin kadarının 5 yaş altı olduğu
öngörülüyor. Aylan bebeğin akranları yani.
* * *
Biz ve dünya, Suriye sınırındaki mülteci dalgasına gözümüzü
dikmişken... Okyanus ötesinde sessiz sedasız ne Aylan bebek
trajedileri, ne kaçak göçmen dramları yaşanıyor.
Yalnızca çocuk sayısı bu.