BİR hırtlaşma, bir kabadayılık taslama salgını var. ABD’den
Kuzey Kore ve Filipinler’e kadar her yere yayıldı.
Siyaset hızla ‘sokak ağzı’na teslim oluyor.
Ve kitleler, bu hırtlaşmayı harbileşme, sahicileşme diye satın
alıyor. Farkında olmadan ‘budala’laştırıldıklarını
anlamıyorlar.
Sokma akıl, 8 adım gidiyor
Konuşma seviyesi aşağı çekildikçe, akıl da körelip basitleşiyor.
Çocukların bile kanmayacağı uydurulmuş ya da çarptırılmış
gerçeklere kolayca inandırılıyor kalabalıklar.
Hatta gerçeği olandan farklı gösteren algı oyunlarıyla tercihleri
yönlendiriliyor, iradeleri şekillendiriliyor.
Sonra da gerçeklikten kopup düpedüz ‘yalana hapsolma’yı
seçebiliyorlar.
İllüzyonu gerçek sanmak gibi ‘deli gömlekleri’ni giymeye razı
olabiliyorlar.
Otorite güçlendikçe toplumun idraki zayıflıyor
Trump’ı seçerken teröristlere ders verdiklerini... Duterte’yi
desteklerken mafya haydutlarıyla kozlarını paylaştıklarını... Kim
Jong Un’u alkışlarken dünyadaki bütün kötülüklerin müsebbibi ‘büyük
şeytan’a kafa tuttuklarını sanıyorlar.
Kesin inançlı ama aslında neyin peşine takıldığını tam bilmeyen
bilinçsiz oy makinelerine dönüştürülüyorlar.
Halbuki gerçek göründüğü gibi değil, doğru bildiklerinin içyüzü
başka...
Aldatıcı görüntü, yanıltıcı propaganda
Irkçı nefret söylemleriyle terörü yeneceklerini zannederken aslında
terörün ekmeğine yağ sürdüklerini akledemiyorlar.
Kanunsuzluk, kuralsızlık ve keyfi yöntemlerle mafyadan
kurtulacaklarını düşünürken... Aslında devleti haydutlaştırıp
mafyalaştırdıklarını kavrayamıyorlar.
Kafa tutma tavrıyla şeytanı def edeceklerine inanırken... Aslında
bütün kötülükleri davet ettiklerini, belaları üstlerine
çektiklerini göremiyorlar.