Demokratik rekabetin güzelliği tam da budur işte. Milletin gönlüne girmek isteyenler hizmette yarışır, millete yarar.
AK Parti ile CHP arasındaki yarıştan, bu ara Ankara ve İstanbullular epey kazançlı çıkıyor.
Hükümetle İBB arasındaki ‘tatlı’ rekabeti alın. Taraflara yeni bir fırsat doğdu.
Bakalım karla kim daha iyi mücadele edecek?
Allah var, kendilerini göstermek için canla başla çalışıyorlar.
Hem bu sefer daha hazırlıklılar.
İmamoğlu, kar yağışı başlamadan AKOM’daydı.
Hükümet de yağışını fırsata çevirmek için Karayolları ve AFAD’ıyla kolları önden sıvadı.
Geçenkinde Karayolları’na bağlı otoyollar ve havalimanı kapanmış, açılmaları uzun sürmüştü.
Hatta İmamoğlu’ndan rol kapmak için İstanbul’u kurtarmaya gönderilen iki bakan, Atatürk Havalimanı’na inmek zorunda kalmıştı. Şehre de İBB’nin açtığı yollardan geçerek intikal edebilmişlerdi.
Bu kez daha tedbirliler, aynı hataları tekrarlamaları beklenmiyor.
Fakat bir şey var ki, bu ‘tatlı’ rekabete gölge düşürmeye devam ediyor. O da İmamoğlu’nun ve İBB’nin yok sayılması.
İmamoğlu’nun açıklamalarında hep valilikle koordinasyona, Karayolları ve AFAD’la işbirliğine vurgu var.
Valiliğin duyuru ve bilgilendirmelerinde ise İBB’nin adı bile geçmiyor.
Geçen sefer de olmuştu. AK Partililer, İmamoğlu batırmış da iktidar imdada yetişmiş gibi bir kampanya yürütmüştü. Karayolları’nın baktığı yollardaki olumsuzluklardan dahi İmamoğlu sorumlu tutulmuştu.