RASTLANTIYA bakın; Reza Zarrab geçen sene 19 Mart’ta Miami
Havaalanı’nda giriş yaparken gözaltına alınmış, 22 Mart’ta
tutuklanmıştı.
Bundan bir yıl sonra, 23 Mart günü... Zarrab dosyasında adı geçen
Halkbank yetkilisi Atilla, New York’a giriş yaptı. Havaalanında
gümrük muhafaza yetkililerince sorgulandı. 27 Mart’ta çıkış yapmak
üzere uçağa bineceği sırada FBI tarafından yakalanarak gözaltına
alındı ve tutuklandı.
Biz daha birinci vakayı çözememişken, tam da yıldönümünde ikincisi
patlak verdi böylece.
Gariplikler örgüsünün son düğümü de sanki burada atılı.
Takvimlerdeki çakışma basit bir tesadüften mi ibaret?
ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER
Gelelim halli gereken başka bir düğüme...
Tuhaf yıldönümü rastlantısı yetmezmiş gibi, bir o kadar tuhaf bir
tarih karmaşası da yaşanıyor.
Halkbank, “Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcımız Mehmet
Hakan Atilla, 28 Mart’ta görev için bulunduğu ABD’de gözaltına
alınmıştır” diyor.
Savcılık ofisi ise bu tarihi 27 Mart olarak veriyor.
Ayıklayın bakalım, hangisi doğru?
Böylesine kritik bir olayda tarihleri şaşıran ya da gün hatası
yapanın, hayati detaylara hâkim olup olmadığına nasıl
güvenilecek?
ELEKTEN DEVE GEÇMESİ DE CABASI
Yukarıdaki cümleyi bir daha okuyun şimdi. Sizin de dikkatinizi
çekti mi; Atilla’nın orada ‘görev için bulunduğu’ yazıyor.
Tarih kayması izah edilebilir. Belki tutuklama kararı 27’sinde
verildi ama 28’inde uygulandı, tarihlerdeki tutarsızlık ya da fark
oradan kaynaklandı.
Fakat New York’a görev için gittiğini söylemek her şeyi
değiştiriyor.
Yani banka, Atilla’nın New York’a gittiğini biliyordu, buna göz
yummaktan öte izin verdi, görevli gönderdi ha... Vay vay vay...