Cumhurbaşkanı Erdoğan, sene başında partililerine şöyle seslenmişti:
“Siyasi tükenmişlik yaşayan, yalan terörü ve iftira haricinde millete söyleyecek hiçbir sözü olmayan muhalefetin, toplumumuzu kutuplaştırmasına müsaade etmeyeceğiz.”
Ne anlıyoruz?
Muhalefetin, halka anlatacağı hiçbir politikası yok. Siyasi tükenmişlik yaşıyor. Yalan ve iftiradan başka bir şey gelmiyor elinden. Tek yapabildiği, nefret söylemleriyle, provokasyonlarla halkı kutuplaşmaya kışkırtmak, kin ve düşmanlığa tahrik etmek.
Başka ne anlıyoruz?
İktidarınsa anlatacak daha çok hikayesi, yapacak çok hizmetleri
var, bitmiş de tükenmiş değil.
Gerçi muhalefetin yalanlarıyla kaybedecek zamanı yok, AK Parti’nin
işi başından aşkın.
Ama Bay Kemal’le Bayan Meral’in halkı kutuplaştırmasına da Cumhurbaşkanı müsaade edemez, bir kere ağzından söz çıktı.
İktidar mecbur, işi gücü bırakıp muhalefetin yalanlarıyla,
nefret söylemleriyle mücadele edecek.
Ne dediğini bilmeyecek yaşta mektep çocuğuna mikrofon uzatıp Bay
Kemal’e “hain” dedirtmek, bu kapsamda olsa gerek.
Bay Kemal’in, hakkında işlem olmayıp sabıka kaydı bile bulunmayan 44 bin teröristi belediyelere doldurduğunu söylemek de bu mücadelenin parçası sanırım.
İmamoğlu’nun balığından Kılıçdaroğlu’nun otel odasına, boş gündemlerle iktidarı oyalamak, demek bir muhalefet stratejisi.