ÇOK değil, daha 10 gün önce Suudi Arabistan'da 'Teröre Karşı İslam İttifakı' kurulmuştu.
Heyecan uyandıran, şaşırtan, kaygılandıran, ‘İslam dünyasına musallat olan terör belasına karşı nihayet anlamlı bir silkinme başlıyor, müslüman toplumlar ayağa kalkıyor galiba’ dedirten bir ataktı...
İran’ı dışladığı için ‘Şii-Sünni çatışması’nı alevlendirmesinden de
korkulan, ‘Sünni ordusu’ endişelerine de yol açan, bir mezhep
savaşına hazırlanıldığı yorumlarını tetikleyen, canlandıran bir
durumdu...
Ama her halükârda IŞİD ve muadili melanetlere artık esaslı bir
cevap verileceği umutlarını yeşerten bir kıvılcımdı.
Kimilerince gerçekleştirilemeyecek bir hayal gibi özlenen... İslam
âleminin iç ihtilaflarını ve çelişkilerini bastırması umulan...
Bölünmüşlüğe, parçalanmışlığa karşı derlenmeye, toparlanmaya vesile
olması beklenen... Çok da hesapta olmayan sürpriz bir
girişimdi.
Ne ki buralarda rüzgar çok hızlı yön değiştiriyor. Ortadoğu’nun
kaypak dengelerine bel bağlamak açısından yazık mı oldu, iyi mi, o
ayrı bahis. Fakat yalpalamalarla yürümeyeceği yolun başında
görüldü.
* * *
İttifaka Türkiye kafadan dahil olmuş, Mısır son anda eklenmiş, Irak
ise dışarıda kalmıştı.
Önceki gün Mısır’ın başkenti Kahire’de Arap Birliği toplandı ve
Irak hükümetinin talebiyle Türkiye’yi sertçe kınadı, kaba bir dille
uyardı. Başika’daki askerlerini de civar noktalara kaydırmayı
bırakıp, kısmi bile değil tam geri çekmeye çağırdı.
Yayınlamaya karar verirken o bildirinin ‘Teröre Karşı İslam
İttifakı’nın ölüm ilanı yerine geçeceğini bilmiyorlar mıydı
peki?
Nasıl bilmezler. Hatta muhtemelen o kararın lobisini yapanlar,
zaten bunu amaçlıyordu.
Başlamadan bitmiş oldu. Ruhunu kaybetti. Varlık sebebiyle ters
düşüldü.
Dağılmıştır ittifak; düşmanları, kuşkuyla yaklaşanları, tereddütle
izleyenleri sevinebilir, ağır darbe aldı, dikiş tutmaz bu çatlaktan
sonra.