Dediğini yine yaptı, İsrail’i ‘tek dil, tek ırk, tek din’ devleti kılan yasa tasarısını meclisten ite kaka geçirtti.
Yahudi Ulus Devlet yasası, Kudüs’ü başkent, Arap nüfusu da dinleri ve dilleriyle ikinci sınıf vatandaş olarak tanımlıyor.
Netanyahu’nun insanlığa karşı işlediği ne ilk ne de son cinayet bu, adım adım ırk ayrımcılığı rejimini inşa ediyor.
Arkasını dayadığı aşırı sağ rüzgarı kesilmesin diye göze almayacağı çılgınlık yok.
Siyonist idealler filan onun için sadece bir araç. İktidarda kalmaktan, sallantıdaki başbakanlığını korumaktan başka gayesi olmayan bir popülist şovmen o.
Yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma soruşturmalarıyla, polis sorgularıyla sarsılan düzenini ayakta tutmak için her aşırılığı zorluyor.
Suçlarını örtmeye ‘Büyük İsrail Projesi’ değil de ‘Küçük İsrail Projesi’ yardım etse, Ortadoğu barışının mimarlığına da soyunmaz mıydı?
Bütün popülist şarlatanlar gibi, o da kendinden başka ideali olmayan bir bencil, doymak bilmeyen egoist bir çıkarcı.
Kişisel ikbaline hizmet edecek hiçbir ucuz kahramanlık fırsatını kaçırmıyor, her sahte cengaverlik rolünü oynuyor.
Kudüs’ü başkent ilan etme provokasyonundan İslam düşmanlığına kadar, iktidar mücadelesinde her yolu mübah gören bir kafa.