TERCİHİNDEN dolayı milletin yarısını kriminalize edemezsiniz. Teröristlerin safında yer aldığını söyleyemezsiniz.
Öcüleştiremezsiniz, şeytanlaştıramazsınız, düşman göremezsiniz,
hainlikle suçlayamazsınız. Yerli ve milli değil
diyemezsiniz.
Yüzde 49’un güçlü Türkiye istemediğinden de hareket
edemezsiniz.
Şer odaklarının işbirlikçisi, ihanet şebekelerinin uzantısı
sayamazsınız.
Haçlılardan yana olmakla itham edemezsiniz. Dış güçlerin maşası,
Alman ajanı, İngiliz uşağı diye de yaftalayamazsınız.
‘CHP ZİHNİYETİ’NDEN ÇIKTI OLAY
Macun tüpten taştı, cin şişeden fırladı, Pandora’nun kutusu açıldı,
eski kampların duvarları aşıldı artık.
Evet demeyenleri aynı kaba sokmanız zor. Hepsine CHP’li muamelesi
çekemezsiniz. İçinde AK Partilisi de var MHP’lisi de.
Hepsini bir mezhebe bağlayamazsınız, bir dini kimliğe
sığdıramazsınız. Aralarında Sünni’si de bulunur Alevi’si de.
Hayırı bir etnik aidiyete de indirgeyemezsiniz. Türk’ü de Kürt’ü
de...
Onları yan yana getiren şeyi yaşam biçimiyle de açıklayamazsınız.
Laiki de mevcut dindarı da, muhafazakârı da liberali de, mazbutu da
serbest yaşayanı da...
İdeoloji de değil onları aynı çizgide birleştiren. Sağcısı da var
solcusu da.
Hayır kampanyasının başını CHP çekti. Ama hayır oylarının tamamını
CHP’ye mal edemezsiniz. Bir partiye verilen değil, değişiklik
paketine verilmeyen oylar onlar.
KİMLİK SİYASETİNİN SON KULLANIM TARİHİYDİ
O tarz siyaset kendini tüketti. Yeni bir ikna ve yönetme yolu
bulunmak zorunda.
Kimlik siyasetinin bütün kartları masaya sürüldü. Kutuplaştırma
siyasetinin bütün kozları oynandı. Arkasına kara propagandanın
bütün araç ve imkânları koşuldu. Sonuç bu.